Manisa
12 November, 2024, Tuesday
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

Ahlak erozyonunun boyutları

06 October 2024, Sunday 16:39

Ülke olarak ne yazık ki birçok sorunumuz var. En belirgin sorun her ne kadar ekonomik sorunlar ve sonuçları gibi görünse de ‘beka sorunu’ olarak nitelendirilebilecek çok daha önemli sorunlar var.
Örneğin, birçoğumuz tarafından görünmeyen veya zaman zaman çok çarpıcı olaylarla kendini herkese gösteren ahlaki yozlaşma sorunu geleceğimizi en çok tehdit eden temel sorunumuz.
Ahlaki yozlaşmanın öylesine ciddi ve yaygın sonuçları var ki, bugün sokağa çıktığımızda rahatsız olduğumuz konuların büyük bir çoğunluğu aslında bu sorunun bir göstergesi. Trafikte yayaya yol vermeyen sürücüden yere tüküren veya çöp atana, iş yerinde personelinin hakkını vermeyen patrondan oturduğu makamdaki görev ve yetkiyi kötüye kullanan yöneticiye kadar…
Bunların hepsi ahlaki yozlaşmanın sonuçları.
Oysa bizler, dini “Güzel ahlak” diye özetleyen bir peygamberin ümmetiyiz. Dinin temeli ahlaksa, dindar olup da ahlaksız olmak mümkün mü? Peki neden dindar saydığımız bir toplumda bunca ahlaksızlık var? Demek ki din tamamen şekilden ibaret ve içi boş olarak yaşanıyor.
Ahlak öğretisi aslında ailede başlar. Her ailenin çocuklarının karnını doyurmak kadar ruhunu doyurma görevi de vardır. Tabii ki devletin de büyük görevleri vardır. Ahlaklı nesiller yetiştirmek aynı zamanda öğretmenlerin, ilgili kurumların çok önemli bir sorumluluğudur.
İnsanları ahlaki kuralların dışına itmeye zorlamayacak bir refah seviyesi, devletin her bireye sağlaması gereken en önemli görevdir. Ailesi tarafından terbiye edilmiş, öğretmenleri tarafından iyi yetiştirilmiş, devleti tarafından kendisine değer verilmiş ve iş olanakları sağlanmış bir insanın ahlaki kuralların dışına meyletme ihtimali çok daha düşüktür.
Ne yazık ki bu saydığım şeylerin büyük bölümü ülkemizde istenen düzeyde değil. Bu nedenle özellikle çocuklarımızda, gençlerimizde ciddi bir ahlak erozyonunun yaşandığını görmek mümkün.
Tabii ki bu durumun en önemli nedeni, onlara rehberlik etmesi ve yol göstermesi gereken büyüklerin görevlerini hakkıyla yerine getirmemesi.
Bu nedenle toplumu sarsan bir ahlaki erozyon örneği yaşandığında, herkesin olayın birinci muhatabını linç etmek yerine önce aynaya dönüp “Ben bu kötülüğün neresindeyim?” diye kendini hesaba çekmesi gerekiyor.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.