ORTAK DAVAMIZ KUDÜS

Kudüs mübarek, mukaddes ve barış şehri, Müslümanların ilk kıblesi.

Kudüs’ün tarihi tevhidin tarihidir, peygamberlerin tarihidir.

İnsanlık tarihi boyunca verilen ilk ismi ’Darusselam’ yani ‘selamet yurdu’ olsa da hep hüzün şehri olmuştur.

Daha sonra verilen isimlerin anlamları ise hep barış olmuştur.

‘Uruşalim’ ‘Yebus’ ‘Aelia capitolina’ ‘İlya’ O KUDÜS

Kudüs’ü yok etmek için Arap ve İslami kimliğinden soyutlamak

Temel amaçlarıdır. Bütün dinlere kucak açmış kudüs’ ü Yahudileştirmek için plan ve komplolar hazırlamışlar ve uygulamaya da devam etmektedirler. siyonistlerin sömürge ve kıskacında kalan şehir, İsra ve miraç şehridir , kutsal saydığımız şehirlerin üçüncüsü, ilk kutsal şehir; Allah’ın Mescidi haramla şereflendirdiği

Mekke’i münevveredir. İkinci kutsal şehir; Taybe olarak ta anılan, Medine’i münevveredir, yüce Rabbimizin Mescid’i nebevi ile şereflendirdiği bu şehirde, Hz.Peygamber’in ( sallallahu aleyhi ve selam)kabri de yer alır.

Üçüncü kutsal şehir kudüs diğer adı ile Beytül makdis.

Yüce rabbimiz bu şehri, çevresini mübarek kıldığı Mescidi aksa ile şereflendirmiştir. Kudüs peygamberlik ve bereket yurdudur.

Tarihi boyunca hiçbir imparatorluğun görmezden gelemediği

Kurulduğunda ismi darusselem yani selamet yurdu olan lakin her daim hüzün şehri olan kudüs

52defa saldırıya uğrayan, 44defa el değiştiren, 23defa kuşatılan  

2 defa da taş taş üzerinde kalmayıncaya kadar yıkılan şehir.

Zaferlere de yenilgiler de şahit olan şehir, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar için aynı anda kıymetli, vazgeçilmez. Yeri doldurulamaz bir şehir, yaşadığı onca şanlı hatıradan sonra  bir kez daha işgalle, acıyla sabırla sınanan şehir.

Kıyamete kadar bulunduğu coğrafyanın kilit taşı olarak kalması hükmedilmiştir.

Dünyaya hükmedenlerin ellinde tuttuğu, ellinde tutanlarında dünyaya hükmettiği şehir

Kılıçlarından kan damlayarak, geçip giden Haçlılar, insanoğlunun en kutsalını bile gözünü kırpmadan nasıl harap edebileceğinin göstergesidir adeta

İsaril, vaktiyle zulme uğramış bir millet, eline güç geçtiğin de en acımasız katiller olabileceğinin örneğidir.

Taşlarla duvarlarla konuşmayı öğrendiğimizde. Kudüsün uğruna kavga verdiği her şeyi o zaman anlayacağız

Allah’ın muradıyla meleklerin işaret ettiği yerde  yükselen mabedi izlerken , Süleyman’ın dudaklarından dökülen dua ve şükrü duyabilmeliyiz.

Medine  i münevverden  şehri teslim almaya gelen adaletli halife hz. Ömer gelmeli gözlerimizin önüne ve şehirde Hıristiyanlara sağladığı tam özgürlük, kendisinden sonra ki Müslümanlar hassas davranmaz diye kıyyeme kilisesi içinde namaz kılmaktan kaçınmasını

Bey tül maketisin yerini sorup sonra inşaatında kendisinin de çalıştığı ilk mescidi tahayyül edebilmeliyiz

Şarkın en sevgili sultanı Selahaddin Eyyubi’nin boğucu bir yaz günü

Hıttin de kazanılan o çağlar üstü zaferii…

Şehrin yeniden İslam’la ve Müslümanlarla kucaklaşmasını,

Kudüs ü sebillerle medreselerle, sütun ve kemerler le donatan Memluk medeniyetini, Osmanlının zarafetini, kanuni sultan Süleyman’ın emri ile kudüsün şık duvarlarla çevrilmesini, 400yıllık sükûnetten sonra İngilizlerin kudüse girişini

Sancılı manda döneminden sonra Filistin’de İsrail in kuruluşu

Kısacası bu gün gördüğümüz kudüsün her anını gözümüzden geçire bilmeliyiz, ismi temiz ve kutsanmış anlamlarına gelen kudus bugün yeniden adaleti ve iyilik seferberliğini bekliyor dört gözle

Hz. Ömer in adaletini, Selahaddin Eyyubi’nin kararlılığını, yavuz un şefkatini Abdülhamid’in titizliğini özlüyor ve kendisine yeniden sahip çıkacak kahramanlar bekliyor.

Sabır ve samimiyetle göz yaşı döküyor, dualarını duyabilmeliyiz elleri semada …