ŞİFA DEPOSU GREYFURT’A DİKKAT

Narenciye grubu içerisinde bulunan ve aynı zamanda tatlı-ekşi tadıyla tropik  bir meyve olan  greyfurt hak ettiği değeri görememektedir. Çoğu kişi   tadı nedeniyle bu meyveyi tüketmekten kaçınır. Aslına bakılırsa  bünyesinde  acı-tatlıdan, ekşiye kadar farklı lezzetleri bulundurur ve oldukça şifalı, tüketimi ayrı keyif içerir. Diğer narenciyeler gibi kabukları soyulup posasıyla  yenilebildiği  gibi  suyunu sıkıp içmeye de oldukça elverişli bir meyvedir.

Greyfurt Amerika’ya ait tek  narenciye  meyvesidir  ve kırmızıdan turuncuya renkleriyle 20 çeşidi yetişir. Dünya genelinde kahvaltılarda tüketimi yaygındır. Vitamin ve mineral bakımından zengin olan  greyfurt  kalori  bakımından  oldukça düşüktür. Orta boy bir greyfurt 40 kkal kadardır. Yüksek miktarda C vitamini, A vitamini içermesi bu meyveyi tam bir antioksidan besin yapar. Kalsiyum, demir, magnezyum ve potasyum mineralleri bakımından da iyi bir içeriğe sahip greyfurt bol lif ve pektin sayesinde tokluk hissi verir. Aşırı yemek yemeyi önlediği için  kilo kontrolünde yardımcı olabilecek bir meyvedir. Karotenoidler ve likopen   bakımından  zengin  olan greyfurt hücre  hasarlarını koruyucu etkiye de sahiptir.

Yüksek antioksidan kapasitesine sahip olması nedeniyle bu meyvenin sağlığımız üzerinde potansiyel bir çok  faydası  vardır. En başta bağışıklık sistemini desteklemesi ile anti kanser bir besin kaynağı olarak değerlendirilebilir. Kalp ve damar sağlığını güçlendirebilir ve dolayısıyla kardiyovasküler  hastalık riskini düşürebilir. Damar sağlığı ile ilgisi olan yüksek tansiyon hastalığında  kan basıncını düşürmeye yardımcı olur. Diyabet hastaları için de oldukça tüketilebilir bir meyve olarak kabul edilir. Kan glukoz seviyelerinin dengelenmesini destekler. Lifleri ile tüketimi bağırsak sağlığı içi çok kıymetlidir. Bağırsakları temizler ve konstipasyon  (kabızlık) sorununda destekleyici rol oynar.

Greyfurtta bulunan  yüksek C vitamini sayesinde kolajen üretimini arttırabilir. Doğal bir bileşen olan salisilik asit, ciltteki gözenekleri temizler ve akne oluşumunu engelleyebilir. Ayrıca cildin elastik yapısını koruyan  retinol  içeriği ile hasarlı hücreleri yenileyerek  pigmentasyon (cildin renk değişikliği) tedavisinde büyük destek olabilir.

Onca faydasının yanında yine de greyfurt tüketirken dikkatli olmak gerekir. Yoğun içeriği dolayısıyla bazı ilaçlarla etkileşime (etkisini arttırma yada azaltma) girebilir. Düzenli bir ilaç kullananların (kolesterol, hipertansiyon, kalp, antiepilektik, antidepresan, kan sulandırıcı, doğum kontrol gibi) mutlaka hekime danışmasında yarar vardır. Özellikle kemoterapi tedavisi alanlarda tüketimi önerilmemektedir.

Normal bir gebelik sürecinde meyvenin kendisinin veya suyunun tüketiminde bir sakınca olmamakla beraber,  emziklilik döneminde asitli bileşenler süte geçerek bebeğe gaz oluşturabilir. Yapısının asitli olması  mide rahatsızlığı olan kişilerin de  semptomlarını arttırabilir. Sağlıklı bir yaşam için oldukça etkin greyfurtu  bilinçli ve ölçülü  şekilde tüketmek koşuluyla beslenme planlarına dahil edilebilir.

Sağlıkla   kalın…