Manisa'da ''Gıdanı koru, geleceğini çöpe atma'' etkinliği düzenlendi

Gıda kaybı konusunda farkındalık oluşturmak ve israfın önüne geçmek için bu programı düzenlediklerini söyleyen Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, “2050'de dünya nüfusunun 10 milyar olacağını ülkemizin nüfusunun ise 105 milyonu geçeceği tahmin edilmektedir. "2050'de oluşacak talebi karşılamak için, bugüne göre yüzde 60'lık bir üretim artışı, bu artış için de yüzde 15 daha fazla su gerekiyor! Hem daha çok üretmek, hem de ürettiğimiz gıdayı israf etmeden tüketmek zorundayız. Bakanlığımız koordinasyonunda ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) işbirliğinde, gıda kayıpları ve israfının azaltılmasına yönelik olarak 20.05.2020 tarihinde Sayın Bakanımız Bekir Pakdemirli’nin ev sahipliğinde düzenlenen basın lansmanı ile “Gıdanı koru” isimli kampanya başlatılmıştır” diye konuştu.

Ülkemizde günlük olarak 4,9 milyon ekmek, üretilen sebze ve meyvelerin yüzde 50'si israf edildiğinin vurgusunu yapan Öztürk, “Hizmet sektöründe; işletme başı yılda 4,2 ton gıda ve 2.000 litre içecek israfı yani her yıl çöpe giden 19 milyon ton gıda bulunmaktadır.  Manisa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak gıda kayıpları ve israfının önlenmesi, azaltılması ve yönetimine ilişkin olarak “Sen de Söz Ver Rekor Gelsin” kampanyası ile herkesi gıdamızı korumak için söz vermeye davet ediyoruz. https://www.gidanikoru.com/dunyarekoru adresine girip, sizlerde ailenizin her bir ferdiyle birlikte söz vererek kampanyamıza destek olabilirsiniz. Manisa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak amacımız Bakanlığımızın başlattığı “Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık” sloganı ile gıda kaybı ve israfına yönelik olarak farkındalığı arttırmaktır. Bu amaçla;  Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı okullarımızda gıda kaybı ile ilgili eğitimler düzenlenmiştir. Gıda kaybı ve israfının azaltılması amacıyla yaş sebze meyve hallerindeki gıda kayıplarını belirlemek amacıyla anket çalışmaları yapılmış ve sonuçları Bakanlığımıza bildirilmiştir.  Ülkemizde Gıda kaybı ve israfının en çok olduğu taze meyve sebzeye yönelik yerel ve ulusal süpermarket, marketlere “Gıdanı Koru Stickerları” dağıtarak Gıdanı Koru kampanyasının farkındalığı arttırılmaya çalışılmıştır Akhisar ve Soma’da düzenlediğimiz Gıdanı Koru Mutfağı Etkinliklerimiz ile en az gıda israfı ile farklı yemekler pişirerek mutfaktaki israfın önlenmesine yönelik uygulamalar yapılmış, gıda kaybı ve israfı ile ilgili eğitimler düzenlenmiştir.   “Gıdanı Koru Kampanyası Farkındalık Oluşturma Projesi” ile Manisa ili olarak çocuklarımızın gıda kaybı ve israfı ile ilgili bilinçlendirilmesi amaçlanmıştır. İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile koordineli olarak İlimizdeki ilkokul kademesindeki çocuklara özel sektörümüzün değerli işletmeleri (MOSB, Sarten, La Loraine ve Kervan Gıda) paydaşlarımızın da desteği ile 80 bin adet Gıdanı Koru Kumbarası oluşturulmuştur. Projemiz ile gıda israfının azaltılması, bu konudaki farkındalığın arttırılmasını hedeflenmiştir. Kumbaralar çocuklarımıza hem israfı önlemesini hatırlatacak ve hem de birikim bilincini de oluşturmuş olacaktır.

Gıda israfının önüne geçmek ve her bir vatandaşımızın yeterli gıdaya ulaşmasını sağlamak için sloganımız “İhtiyacın kadar al, Geleceği çöpe atmadır. Ülkemizde gıda kaybı ve israfını azaltmak, gıdamızı koruyup soframıza sahip çıkmak için hep birlikte çalışacağız” dedi.

Çocuklardan önce büyüklerin israfa dikkat etmesi gerektiğini belirten Manisa Valisi Yaşar Karadeniz, “Dünya nüfusu gittikçe artıyor. Onunla ilgili bilim adamlarının önemli görüşleri var. Şunu biliyoruz dünya kaynaklarının, üretimin dünyadaki nüfus artışını karşılayacak düzeyde değil. Kaldı ki bunu daha fazla artırmak demek dünyanın yaşanabilir özelliğini de azaltmak demektir. Güney Amerika’da hala ormanlar kesilerek tarım alanları oluşturulmaya çalışılıyor. Bu aynı zamanda gıda zincirinin, yaşam zincirinin yok olması demek. Bunu çözmek için değişik teknikler uygulanıyor. Ülkemizde de hatta Manisa’mızda da son zamanlarda yapılan tarımsal yatırımlarda yeni teknikle üretimler yapılıyor. Topraksız tarım dahi olmak üzere bunun da neticede bir sınırı var. Onun için madalyonun diğer tarafını da gözetmek zorundayız. Yani tüketimimizi ihtiyacımız kadar yapmak ve üretilen ürünlerde maksimum düzeyde istifade etmek. Bu da tarlada, serada başlıyor. Tarlada, serada o alandan en üst düzeyde verimi alabileceksek üretim tekniklerimizi ona göre dizayn etmemiz lazım. Tüketiciye bu ürünleri ulaştırırken hem süre bakımından hem ısı bakımından hem diğer olumsuzluklardan etkilenmesinin önüne geçerek onların tamamına yakınının bozulmadan tüketiciye ulaştırmamız lazım. Malzemeden istifade etmeliyiz. 2 kilo patatesten ne yapılması gerekiyorsa onu yapmamız lazım. Yarısını kullanıp yarısını da çöpe atmamak lazım. Sofraya gelen yemeğin tüketilmesi ve israf edilmemesi lazım. Dünyada hala birçok insanın açlık çektiğini biliyoruz. İsraf edilen gıdalar da tüketim zincirinin içine alınmış olursa belki açlıkla ilgili sorun yaşanan büyüklüğün yarısı düşecek belki yok olacak azalacak. Gıdamızı koruyarak aslında israfı önlerken aslında iki şeyi korumuş oluyoruz. Bu gıdaya erişemeyen insanların gıdaya erişimini sağlamış oluyoruz ikincisi de üretimi daha fazla zorunluma noktasında  biraz daha hafifleterek dünyanın geleceğine olduğumuz yükümü azaltmak” dedi.