Açıklamaya CHP Yunusemre İlçe Başkanı Av. Yalçın Arcak ile Manisa Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Av. Beril Aras katıldı. Basın açıklamasını yapan Av. Beril Aras, çocuk haklarının Türkiye’de kâğıt üzerinde kaldığını söyleyerek “Bugün bir kutlama günü değil, hesap sorma ve sorumluluk hatırlatma günüdür” dedi. Aras, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin yıl dönümünde çocukların en temel haklarına dahi erişimde büyük sıkıntılar yaşadığını belirterek, “Çocuğun üstün yararı ilkesi evrensel ve bağlayıcıdır. Ancak Türkiye’de yaşam hakkından eğitim hakkına, sağlıktan fırsat eşitliğine kadar pek çok alanda çocuklar sistematik şekilde hak ihlallerine maruz kalıyor” ifadelerini kullandı.
Son yıllarda çocuk işçiliğinin ciddi boyutlara ulaştığını vurgulayan Aras, Türkiye’de 1 milyonun üzerinde çocuğun çalıştırıldığını söyledi. MESEM benzeri uygulamaların çocukları ucuz iş gücüne dönüştürdüğünü belirten Aras, “Son 11 yılda 600’den fazla çocuk işçi çalışırken hayatını kaybetti. Yalnızca son bir ayda en az 10 çocuk işçi iş cinayetlerinde öldü. Bu ölümler kader değil, alınmayan tedbirlerin sonucudur” dedi.
Türkiye’de çocuk yoksulluğunun derinleştiğini ifade eden Aras, “Her üç çocuktan biri yoksulluk sınırının altında yaşıyor. 2 milyon çocuk derin yoksulluk içinde. Bu, yalnızca bir ekonomik sorun değil; beslenme, barınma, sağlık ve eğitim haklarının ihlalidir” diye konuştu. Türkiye’de bulunan 1,8 milyon mülteci çocuğun da ciddi risk altında olduğunu belirten Aras, “Bu çocuklar istatistik değil; hukuken bu ülkenin sorumluluğu altındaki çocuklardır. Vatandaş çocuk, mülteci çocuk ayrımı insan haklarına aykırıdır” açıklamasında bulundu.
Turgutlu’da otizmli öğrenci Berat’ın sınıf ortamından dışlandığı iddialarını hatırlatan Aras, bunun engelli çocukların eğitim hakkının ihlal edildiğinin somut bir göstergesi olduğunu söyledi. “Engelli çocuklar ayrımcılığa uğrayamaz. Kapsayıcı eğitime erişim her çocuğun hakkıdır” ifadelerini kullandı. Sosyal medyada yükselen hedef gösterici dilin çocukları tehlikeye attığını kaydeden Aras, Türk hukukunda “çocuk suçlu” kavramının olmadığını hatırlattı. “Çocuk fail değil; ihmalin, yoksulluğun ve yanlış politikaların sonucunda desteğe ihtiyaç duyan bireydir” dedi. Çocuğa özgü adalet sisteminde cezalandırmanın değil, onarıcı adaletin esas olduğunu vurguladı. Açıklamanın sonunda çocukların yaşam mücadelesi verdiği alanların tek tek sayarak vurgulayan Aras, toplumun sorumluluğunun altını çizdi: “Çocuk işçiliği durdurulmalı, çocuk ölümleri etkin şekilde soruşturulmalı, yoksulluk yapısal politikalarla çözülmeli, mülteci ve engelli çocuklar ayrımcılığa uğramadan tüm haklara erişebilmelidir. Çocuk işçi değil öğrencidir. Çocuk fail değil korunması gereken bireydir. Çocuk mülteci değil çocuktur. Çocuk savaşın hedefi değil barışın öznesidir. Çocuk susar; dünya susmamalıdır.”
