Ne olur sesime kulak verin, ne olur okuyun. Bu satırlar, 50 yıldır kooperatifçilik yapan bir kişinin çığlığıdır. Tarihe not düşmek için yazıyorum.
Siyasi parti başkanlarına, milletvekillerine, yöneticilere, belediye başkanlarımıza, belediye meclis üyelerimize ve belediye çalışanlarına ve herkese sesleniyorum:
Kooperatifçilik Kalkınmanın Dinamiğidir
Yıllardır yılmadan, yorulmadan kooperatifçilik yaptım. Ölene kadar da yapmaya devam edeceğim. Çünkü kooperatifler kalkınmanın en önde gelen dinamiklerindendir. Dünyanın bütün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri kooperatifçilikten yararlanırken, Türkiye hâlâ bu gücü gerektiği gibi kullanmıyor.
Genç siyasetçiler, genç belediye başkanları; 1970’li yıllarda Köy Kalkınma ve Tarımsal Amaçlı Kooperatiflerin yarattığı başarıları bilmiyor. O başarıların hafızası silinmek üzere, çünkü o dönemde kooperatifçilik yapanlar, tek tek beyaz atlara binip göçüp gidiyorlar.
Korkmayın, Çekinmeyin: “Kooperatif” Deyin
Son yıllarda yöneticilerin kooperatif sözcüğünü telaffuz etmekten kaçındığını görüyorum. Oysa biz tam da böyle bir dönemde, Obasya Turizm Geliştirme Kooperatifi’ni kurduk. Projeler hazırladık, hibeler aldık, dünyada bir ilki başardık: 5 projeye başvurup 5’inden de destek alan tek kooperatif olduk. İlgi gördük, örnek gösterildik. Daha yeni Türkiye’de bir ilk olarak, kısaltılmış adı Maksat Koop. olan, Manisa Kültür Sanat Toplum Hizmet İşletme Kooperatifini kurduk.
Belediye Başkanlarına Çağrı
Manisa bir büyükşehir. Tarımda, turizmde, konutta belediyelerimizin yapacağı her hamle kooperatiflerle çok daha güçlü olabilir.
Güzelyurt Mahallesi: Konut kooperatifçiliğinin başarısıdır.
Obasya: Turizmde kooperatifçilik örneğidir.
Tire Süt, Torku, Bademler Köyü Çiçek Kooperatifi: Türkiye’nin somut başarılarıdır.
Belediye başkanlarımızın kooperatifçiliği gündemine almasını, seferberlik başlatmasını bekliyoruz. Mahalleye dönüşen köylerde kooperatifler kurabiliriz. Her geçen gün, ülkemizin kalkınması için kayıptır.
Atatürk’ün Yolunda
Mustafa Kemal Atatürk, yalnızca bir devlet kurucusu değil, aynı zamanda bir kooperatifçiydi. En güzel kooperatif tanımını da o yaptı: “Kanaatim odur ki, muhakkak surette birleşmede kuvvet vardır. Kooperatif yapmak, maddi ve manevi kuvvetleri, zeka ve maharetleri birleştirmektir.”
Atatürk destek vermekle kalmadı, kooperatifler kurdu, kurulmalarına öncülük etti destek oldu.
Anayasa’nın 171. maddesi açıkça der ki “Devlet, millî ekonominin yararlarını dikkate alarak, öncelikle üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır.”
Bugün biz yalnızca anayasal hakkımızı, kanunların emrettiğini, Ecevit döneminde yapılan çalışmaları ve Atatürk’ün yolunu hatırlatıyoruz.
Siyasi Partilere Çağrı
Her dönemde kooperatifçilik vardı. Demirel, Özal, Ecevit dönemlerinde kooperatifçilik devlet politikası oldu. Parlamentoda her dönemde kooperatifçi vekiller vardı. Şimdi bir tane bile yok. Varsa da sesi çıkmıyor.
Bugün ise bu ruh kaybolmuş görünüyor. CHP’nin parti programında kooperatifçilik başlığı açıkça yer alıyor. Ama gönüllerde ve dillerde aynı yeri bulamıyor. Programda yazan şu satırların yüksek sesle tekrar edilmesi bile yeter: Kooperatifler tarımda üretkenliği artırır, emeği değerlendirir, geliri adil dağıtır. Kooperatifler barınma ihtiyacını karşılar. Kooperatifler Bankası kurulmalıdır. Demokratik Kooperatifler Yasası çıkartılmalıdır. Değerli siyasetçiler, değerli belediye başkanları, değerli meclis üyeleri… Ben söylemiyorum, Anayasa söylüyor. Yasalar söylüyor. Atatürk söylüyor. CHP’nin parti programı söylüyor. Bu ülkenin gerçekleri söylüyor.
Şimdi sizlere düşen görev: Kooperatifçilikten geri durmayın! Tarımın, sağlıklı kentleşmenin ve turizmin gelişmesi için kooperatiflere destek verin. Bu bir çığlıktır. Bu bir davettir. Bu bir ertelenmez ötelenmez görevdir.
