Millet Partisi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul ediliş yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda, insan haklarının kaynağının Batı metinleri değil, Türk-İslam medeniyetinin köklü adalet anlayışı olduğunu belirtti.
Partiden yapılan açıklamada, dünyada Doğu Türkistan’dan Gazze’ye uzanan zulümlerin, Batı merkezli insan hakları söyleminin insanlığın sorunlarına çözüm olamadığını gösterdiği ifade edildi. Millet Partisi, kendi insan hakları anlayışının “yüzyıllar öncesinden gelen medeniyet kodlarına” dayandığını vurguladı.
Açıklamada, insanın Türk-İslam geleneğinde “Eşref-i Mahlukat” olarak kabul edildiği belirtilerek, Peygamber Efendimizin can, mal ve namus dokunulmazlığını 1400 yıl önce ilan ettiği hatırlatıldı. Türk devlet geleneğinin kurucu isimlerinden Şeyh Edebali’nin “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” sözünün parti siyasetinin temel taşı olduğu kaydedildi.
Millet Partisi, Yunus Emre’nin “Yaratılanı severiz, Yaratandan ötürü” anlayışının toplumsal hoşgörünün temelini oluşturduğunu belirtti. Açıklamada, “Bu topraklarda hak, güçlünün değil Hakk’ın kendisidir” ifadesine yer verildi.
Parti, iktidara gelmeleri halinde insan haklarının “kâğıt üzerindeki süslü maddeler” olmaktan çıkacağını, mazlumun ah etmediği, zalimin ise karşılıksız kalmadığı bir adalet düzeni kurulacağını bildirdi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bizim iktidarımızda hiçbir ayrım olmadan herkes tüm haklarını en üst düzeyde alacaktır. İnancı, kökeni ve fikri ne olursa olsun her vatandaşımızın onurla yaşadığı ‘Muhteşem Türkiye’ hedefini gerçekleştireceğiz.”
Millet Partisi, insanlığın Batı’nın “çifte standartlı adalet anlayışından” kurtularak Türk-İslam medeniyetinin merhamet ve adalet yüklü nizamına ihtiyaç duyduğunu belirterek açıklamasını tamamladı.
