Manisa
Açık
26°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,8729 %0,77
47,8724 %1,05
4.383,41 % 0,12
Ara
Manisa Manşet Gazetesi Manisa Haberleri Kula’da 3 binden fazla yapı tescillendi

Kula’da 3 binden fazla yapı tescillendi

Manisa'nın şirin ilçesi Kula, özgün mimarisi ve korunmuş yapılarıyla adeta açık hava müzesi gibi ziyaretçilerini ağırlıyor. 3 bin 100 tescilli tarihi yapısıyla “anıt kent” unvanını taşıyan Kula, yalnızca bir yerleşim yeri değil, aynı zamanda film setlerine doğal plato olan yaşayan bir tarih hazinesi.

Okunma Süresi: 2 dk

Kula’da Türk ve Rum halkları yüzyıllar boyunca aynı sokakta yan yana yaşamış. Türk ve Rum mahalleleri olarak ayrı bölgeler bulunmazken, cumbalı Türk evleri ve taş işçiliğiyle dikkat çeken Rum evleri aynı sokakta yan yana ya da karşı karşıya konumlanmış. Bugüne kadar 1.200’ü birinci derece, 1.900’ü ikinci derece olmak üzere 3.100’e yakın tescilli yapı tespit edilmiş durumda. Bu evlerin bazıları halen yaşam alanı olarak kullanılırken, restorasyon sonrası otel, kafe gibi işlevlerle de hizmet veriyor. Özellikle 17. ve 18. yüzyıla ait örnekler, Osmanlı mimarisinin en nadide yapılarından sayılıyor.


ESKİ KENT YAPISI BOZULMAMIŞ

Alan Rehberi Sabahattin Argaç, Kula’nın özgün dokusunu şu sözlerle özetliyor: “Kula, mimari açıdan eski kent yerleşmesinin bozulmamış tipik örneğidir. Zengin alçı, kalem işi süslemeleri ve plan şemalarıyla Osmanlı sanatının seçkin örneklerini barındırır.” Kula evlerinin çoğu iki katlı olup, günlük yaşamın önemli bir kısmının geçtiği üst katlarda geniş oturma alanları bulunur. Her evin iç avlusu, yüksek duvarlarla çevrili olup yaşamın merkezini oluşturur. Ahşap detaylar, işlevsel dolaplar, ışık alan pencereler ve ince işçilik bu evleri özgün kılan detaylardan. Rum evleri ise genellikle taş işçiliğiyle inşa edilmiş, giriş kapıları özenle işlenmiş ve dış cephelerinde kimi zaman figüratif resimler yer almakta. Bu detaylar yalnızca estetik değil, yön bulmaya da yardımcı olmuş. Bazı evlerin üzerinde melek figürleri ya da bebek İsa gibi dini semboller bulunuyor. Kapılarda yer alan metal levhalar ise, evin sigorta kapsamında olduğunu gösteriyor.


MERYEM ANA KİLİSESİ KÜLTÜR EVİNE DÖNÜŞTÜ

Kula’da ayakta kalan ve restore edilen tek kilise olan Meryem Ana Kilisesi, bugün “Meryem Ana Kültür Evi” olarak hizmet veriyor. Kilise, Kula’nın doğusundaki geleneksel doku içerisinde yer alıyor. 1831 yılında inşa edilmeye başlandığı, 1837’de büyük bir onarımdan geçtiği tahmin ediliyor. Kilise çevresindeki evlerde ise geçmişte papaz ve yardımcılarının yaşadığı biliniyor. Alan Rehberi Argaç, “Bugün bu yapılar geçmişin tanığı olarak ayakta kalmaya devam ediyor” diyor. Tarihi ve görsel zenginliğiyle Kula, sinema dünyasının da ilgisini çekmiş durumda. Bugüne dek birçok dizi ve filme ev sahipliği yapan ilçede, 1984 yapımı “Tutku” filmi Beyler Evi’nde çekilmiş. Halide Edip Adıvar’ın eserinden uyarlanan “Vurun Kahpeye” filmi de Sakarya Mektebi, Hacı Muhsinler Konağı ve Zafer Okulu’nda çekilmiş.

HABER MERKEZİ
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *