Kula’da Türk ve Rum halkları yüzyıllar boyunca aynı sokakta yan yana yaşamış. Türk ve Rum mahalleleri olarak ayrı bölgeler bulunmazken, cumbalı Türk evleri ve taş işçiliğiyle dikkat çeken Rum evleri aynı sokakta yan yana ya da karşı karşıya konumlanmış. Bugüne kadar 1.200’ü birinci derece, 1.900’ü ikinci derece olmak üzere 3.100’e yakın tescilli yapı tespit edilmiş durumda. Bu evlerin bazıları halen yaşam alanı olarak kullanılırken, restorasyon sonrası otel, kafe gibi işlevlerle de hizmet veriyor. Özellikle 17. ve 18. yüzyıla ait örnekler, Osmanlı mimarisinin en nadide yapılarından sayılıyor.
.jpeg)
ESKİ KENT YAPISI BOZULMAMIŞ
Alan Rehberi Sabahattin Argaç, Kula’nın özgün dokusunu şu sözlerle özetliyor: “Kula, mimari açıdan eski kent yerleşmesinin bozulmamış tipik örneğidir. Zengin alçı, kalem işi süslemeleri ve plan şemalarıyla Osmanlı sanatının seçkin örneklerini barındırır.” Kula evlerinin çoğu iki katlı olup, günlük yaşamın önemli bir kısmının geçtiği üst katlarda geniş oturma alanları bulunur. Her evin iç avlusu, yüksek duvarlarla çevrili olup yaşamın merkezini oluşturur. Ahşap detaylar, işlevsel dolaplar, ışık alan pencereler ve ince işçilik bu evleri özgün kılan detaylardan. Rum evleri ise genellikle taş işçiliğiyle inşa edilmiş, giriş kapıları özenle işlenmiş ve dış cephelerinde kimi zaman figüratif resimler yer almakta. Bu detaylar yalnızca estetik değil, yön bulmaya da yardımcı olmuş. Bazı evlerin üzerinde melek figürleri ya da bebek İsa gibi dini semboller bulunuyor. Kapılarda yer alan metal levhalar ise, evin sigorta kapsamında olduğunu gösteriyor.
.jpeg)
MERYEM ANA KİLİSESİ KÜLTÜR EVİNE DÖNÜŞTÜ
Kula’da ayakta kalan ve restore edilen tek kilise olan Meryem Ana Kilisesi, bugün “Meryem Ana Kültür Evi” olarak hizmet veriyor. Kilise, Kula’nın doğusundaki geleneksel doku içerisinde yer alıyor. 1831 yılında inşa edilmeye başlandığı, 1837’de büyük bir onarımdan geçtiği tahmin ediliyor. Kilise çevresindeki evlerde ise geçmişte papaz ve yardımcılarının yaşadığı biliniyor. Alan Rehberi Argaç, “Bugün bu yapılar geçmişin tanığı olarak ayakta kalmaya devam ediyor” diyor. Tarihi ve görsel zenginliğiyle Kula, sinema dünyasının da ilgisini çekmiş durumda. Bugüne dek birçok dizi ve filme ev sahipliği yapan ilçede, 1984 yapımı “Tutku” filmi Beyler Evi’nde çekilmiş. Halide Edip Adıvar’ın eserinden uyarlanan “Vurun Kahpeye” filmi de Sakarya Mektebi, Hacı Muhsinler Konağı ve Zafer Okulu’nda çekilmiş.
HABER MERKEZİ