Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Manisa Şubesi, Manisa gibi tarım potansiyeli yüksek bir kentte tarım eğitimine ve üretimine dikkat çekmek amacıyla “Köy Enstitülerinden Günümüze Tarım Eğitimi ve Üretimi” sürecini sempozyumla ele aldı.Katılımcılar, köy enstitülerinin eğitim ve üretimi birleştiren modelinin güncellenerek yeniden uygulanması gerektiğini vurguladı.
MASKİ İkiz Kuleler Konferans Salonunda düzenlenen programa Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, Manisa Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Ural Sevener, Afet İşleri Daire Başkanı Ziya Çiçek, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Genel Başkanı Prof.Dr. Ethem Duygulu katıldı. Programa Manisa Büyükşehir Belediyesi, Yunusemre Belediyesi ve Şehzadeler Belediyesi destek verdi. Bu sempozyum, Köy Enstitüleri felsefesinin yeniden değerlendirilmesi, eğitimde yapısal dönüşüm ve tarımın sürdürülebilirliği konularında önemli mesajlar verdi. Katılımcılar, bu modelin sadece geçmişin bir hatırası değil, geleceğin de bir çözüm yolu olabileceğini vurguladılar. Köy Enstitüleri'nin tarıma katkı sağlayan eğitim modelinin, güncellenerek yeniden uygulanabilir hale getirilmesi gerektiğine dikkat çekildi.
EĞİTİM, ÜRETİMLE BİRLEŞTİĞİNDE GERÇEK ANLAMINA KAVUŞUR
Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Manisa Şube Başkanı Şevki Öztürk, “Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması ve Cumhuriyet'in ilanından sonra gerçekleştirilen devrimlerin yaşaması için atılan adımların en önemlileri eğitim alanındaki eğitmen kursları, köy öğretmen okulları ve köy enstitüleridir. Bu nedenle 17 Nisan 1940 tarihi Cumhuriyetimizin en önemlilerinden birisidir. Kuruluşunun üzerinden 85, kapatılışının üzerinden 70 yıl geçmesine yani yalnızca 15 yıl yaşamasına rağmen köy enstitüleri bugün hala konuşulmaktadır. Köy enstitüleri en genel tanımıyla hem önemli bir öğretmen yetiştirme hem de önemli bir eğitim ve üretim modelidir. İnsan kaynaklarını etkili ve verimli kullanmanın yolu eğitimle mümkündür. Eğitimin en önemli bileşenleri olan eğitimin felsefesi, eğitimin programı, eğitimin uygulayıcıları yani öğretmenler ve eğitimin araçlarını yeniden yapılandırmak gereklidir. Bu gereklilik özellikle son yıllarda yaşanan gelişmelerden sonra Cumhuriyetin kurulduğu günlerdeki kadar önemli hale gelmiştir. Bu gerçeğin altını önemle çizmek istiyorum. Bir başka deyişle geleceğimiz için köy enstitüleri anlayışını gündemimizden düşmemeli, mutlaka güncellenerek hayata geçirilmelidir” dedi.
AMACIMIZ MANİSA'DA FARKINDALIK OLUŞTURMAK
Öztürk, “Derneğimiz 25 yıla ulaşan çalışmaları ile bugüne kadar köy enstitüleri felsefesini, deneyimini, uygulamalarını, birikimini, materyallerini ve kaynaklarını, çalıştay, sempozyum, panel, toplantı, konferans, aydınlatma buluşmaları, yayınları, Yeniden İmece Dergisi ve Köy Enstitüleri'nin canlı tanıklarıyla kamuoyunun gündemine taşımış, Köy Enstitüleri konusunda ülke gündeminde bir farkındalık oluşturmuştur. Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Manisa şubesi olarak Manisa Büyükşehir Şehzadeler ve Yunusemre Belediyeleri İşbirliği'nde ülke genelinden Manisa yereline uzanan tarım alanındaki açmazın ve sıkışmışlığın nedenlerini ve çözüm önerilerini bir program ile ortaya koymak istedik. Köy enstitülerinden günümüze tarım eğitimi ve üretimi başlığı altında tarımı ve bileşenlerini konuşmaları anlatıyor. Amacımız bir tarım kenti olan Manisa'da farkındalık oluşturmaktır. Çünkü köy enstitülerinin tarıma etkisi günümüze de uygulanacak özellikler taşımakta örnek olmaktadır. Ayrıca Birleşmiş Milletler'in sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda 2025 yılını Uluslararası Kooperatifler yılı ilan etmesi bugünkü programın konularını daha anlamlı hale getirmiştir. Bu etkinlik sonunda beklentilerin gerçekleşmesi bizleri mutlu edecektir. Destek olan herkese teşekkür ediyorum” dedi.
733 TON KARPUZ SATIP BİR ADET İPHONE ALIYORUZ
Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Genel Başkanı Prof.Dr. Ethem Duygulu, “Biz sadece Köy Enstitüsü mirasını günümüze taşımakla ilgili değil aynı zamanda bundan sonra ne olması gerektiği konusunda felsefe üreten politikacılara yol gösteren, onlarla birlikte dayanışma içerisinde olacağını umduğumuz yayınların peşinde koşuyoruz artık. Ben 65 yaşındayım. 66'ya girdim. Çiftçilerin ortalama yaşı 60. Türkiye'de 5 milyona yakın çiftçinin kaldığı söyleniyor. Yalan aslında daha az. Dolayısıyla 59'du birkaç yıl önce 60 yaşında çiftçiler. Bir süre sonra sebzeyi ve meyveyi herhalde ithal edecek paramız olursa yeme imkanı bulacağız. Fethi bey burada. 733 ton karpuz satıp bir adet İphone alıyoruz değil mi hocam?” dedi.
TÜRKİYE’DE ÇİFTÇİLİK YAŞLANDI TARIM SÜRDÜRÜLEMEZ HALE GELDİ
Genel Başkan Duygulu, “Yani 30 kuruş tarlada kilosu domatesin sanayi domatesin kilosu 4 lira. Bir dönüm domatesi yetiştirmeniz için 48.000 lira maliyetiniz var. Dolayısıyla yaklaşık 12 ton domates üretirseniz maliyetinizi ancak kurtarırsınız. Onu da pazar bulursanız karpuz yetiştirirsiniz. Onun da maliyeti yüksektir ya da patatesi yetiştirirsiniz. Ben çiftçi olduğu için söylüyorum. Eğer pazar bulamazsanız tarlada kalır. Ondan sonra ahlar vahlar ile ilgili konuşmaya başlarız. Çiftçinin hali ne olacak? Aslında köylünün hali ne olacak? İsmail Hakkı Tonguç'un kendi yazısıyla "Asırlardan beri" diyor "bin türlü felakete maruz kalan buna rağmen hayatın karşısında paslı bir çelik gibi durmasını bilen köylü kendine göre duyan, hayatı yenmeye çalışan, işine dayanarak yaşayan faziletlerine güvenen, bazı sıkıntılara rağmen hayatı seven, çoğalmaktan hoşlanan, hastalığı ve ölümü sağlık ve doğum gibi tabii gören, haksızlığa çok üzülen, savaşlarda düşmanla harikulade bir şekilde çarpışan, iyi idare edildiği ve yetiştirildiği takdirde her işi başarılan bir insandı. Bu kıymeti her işte bu kıymeti her işte kullanmak mümkündü. Yani iş adamı bulamamak, parasızlık ya da vasıtasızlık sıkıntı çekmek gibi dertlerle sarılı bulunanlar için ayaklarının dibinde duran böyle bir cevherin mevcudiyetini fark etmemek büyük bir tazizten başka bir şey değildi diyor. Dolayısıyla şöyle bir öğütte bulunmuş. Kitabi bilgiyle yetişmiş olan yarın münevver köylüyü bir şeyi başarmak için uğraştılar. Bir kere şunun farkına varmamız lazım. Biz emperyalizmin dayatması altında bir toplum haline geldik. Önce bunu kabul etmemiz lazım. Onlar böyle yavaş yavaş kültürümüzü değiştirerek böyle tüketim alışkanlıklarımızı değiştirerek, yaşama biçimlerimizi değiştirerek bizi kendi kültürümüzden uzaklaştırıyorlar. Öz değerlerimizden uzaklaştırıyorlar. Bir süre sonra bu yoksullaşan ve yoksunlaşan köylü ya da vatandaş ya da mahalleli bir süre sonra yardımlarla yaşamaya başlayan bir toplum haline dönüşüyor. Yardım, çaresizlik, hani parası olmayan insanın olmaz bir şeyler. Çaresizlik belki de onları belli şeylere yönlendiriyor. Yani iktidarlar niye değişiyor ya da değişmiyor diye” diye konuştu.
CHP İKTİDARINDA EĞİTİME NEŞTER VURULACAK
Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, CHP iktidarında en başta neşter vurulacak konuların başında eğitimin geldiğini söyledi. Tarımın da Türkiye’de bitirildiğini açıkladı. HABER: CÜNEYT HASÇELİK










