Sahilde yürüyüş yaparken, bir balık restoranının menüsündeki o nefis kokular arasında midye dolmanın, midye tavanın yeri bir başkadır. Peki, denizin bu sarmal hazineleri, aslında bizim için göründüğü kadar masum mu? Cevap, maalesef her zaman için "hayır" olabiliyor. Evet, denizden çıkan midyeyi yemek, bazen ciddi anlamda zararlı olabilir. Peki neden?
Midye: Denizin Doğal Filtresi Aslında mesele, midyenin kendisinden değil, onun doğasında ve yaşadığı ortamda gizli. Midyeler, "filtrasyon" denilen bir yöntemle beslenir. Yani, bir midye günde ortalama 20-25 litre suyu süzerek içindeki mikroskobik besinleri (algler, planktonlar) alır. Bu süreç, deniz suyunun temizlenmesi için doğanın harika bir mucizesidir. Ancak işte tam da bu noktada sorun başlıyor.
Filtre, Ne Süzerse Onu Biriktirir Midye, faydalı besinleri süzdüğü gibi, suda bulunan her türlü zararlı maddeyi de bünyesinde biriktirir. Endüstriyel atıklar, ağır metaller (civa, kurşun, kadmiyum), petrokimyasallar ve insan kaynaklı bakteriler (E. coli gibi)... Tüm bu istenmeyen misafirler, midyenin dokularında, özellikle de sindirim sisteminde depolanır. Bu nedenle, kirli bir denizden, özellikle de lağım deşarjı olan bölgelerden, liman içlerinden veya endüstriyel faaliyetlerin yoğun olduğu kıyılardan toplanan midyeler, adeta birer "zehir bombasına" dönüşebilir.
Biyotoksin Tehlikesi: Görünmez Düşman Bir diğer büyük risk ise "alg patlamaları" ile ilişkili. Bazı alg (fitoplankton) türleri, doğal toksinler (zehirler) üretir. Midyeler bu toksin üreten algleri yediğinde, biyotoksinler midyede birikir. İnsanlar bu midyeleri tükettiğinde, ciddi gıda zehirlenmeleri yaşanabilir. Bu zehirlenmeler, bulantı, kusma, ishal gibi hafif semptomlardan, nörolojik hasarlara ve hatta ölüme kadar varabilen ciddi sonuçlar doğurabilir. En tehlikeli yanı ise, bu toksinlerin pişirme ile yok olmamasıdır. Yani, midyeyi ne kadar iyi pişirirseniz pişirin, biyotoksin riski ortadan kalkmaz.
Peki Ne Yapmalıyız? Tüketmeyi Tamamen Bırakmalı mıyız?
Hayır elbette, ancak bilinçli tüketmek şart. İşte dikkat etmemiz gereken birkaç nokta:
1. Kaynağını Bil: Midyeleri güvendiğiniz, sertifikalı balıkçılardan ve bilinen, temiz bölgelerden temin edin. Rastgele sahilden topladığınız midyeleri asla yemeyin.
2. Mevsime Dikkat Et: Özellikle sıcak aylarda (alg patlamalarının daha sık görüldüğü dönemlerde) daha dikkatli olun. Soğuk aylarda avlanan midyeler genellikle daha güvenlidir.
3. Kapalı Çiftlikleri Tercih Et: Günümüzde birçok midye, kontrollü ve izlenebilir deniz çiftliklerinde yetiştirilmektedir. Bu midyeler, su kalitesi sürekli kontrol edildiği için çok daha güvenli bir seçenektir.
4. Güvenliği Kendiniz Sağlayamazsınız: Bir midyenin dış görünüşünden veya kokusundan onun zehirli olup olmadığını anlamanız mümkün değildir. Bu nedenle tek güvenceniz, güvenilir kaynaklardır.
Midye, denizin bize sunduğu bir nimet ama aynı zamanda bir uyarıdır da. O, yaşadığı denizin aynasıdır. Onu zararlı hale getiren, bizim denizlere saldığımız kirleticilerdir. Midyeyi güvenle yiyebilmek, aslında temiz denizlerimizin ve sağlıklı bir ekosistemin göstergesidir. Bu lezzetin tadını çıkarabilmek için hem bilinçli tüketici olalım hem de denizlerimizi korumanın bir insanlık görevi olduğunu unutmayalım.
Sağlıkla kalın.