Türkiye’nin tek jeoparkı olan ve UNESCO tescilli Kula-Salihli Global Jeoparkı tarihi ve kültürel dokusu bir kez daha jeotermal enerji santralleri tarafından tehdit ediliyor. Yaklaşık 70 milyon TL bedelli yeni proje kapsamında, toplam 140 bin 356 metrekarelik işletme ruhsat sahası içinde 8 ayrı noktada 13 sondaj kuyusu açılması öngörülüyor. Bakanlığın yayımladığı proje tanıtım dosyasına göre, sondajlardan elde edilmesi beklenen jeotermal akışkanın kullanımına ilişkin karar, arama faaliyetlerinin ardından kuyu verilerinin değerlendirilmesiyle şekillenecek.
TARİHİ DOKU TEHDİT ALTINDA
ÇED sahası, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda “Termal Turizm Tesis Alanı” ve “Tarım Arazisi” olarak işaretleniyor. Ancak sondaj noktalarının hemen yakınında Gediz Nehri bulunuyor. Ayrıca, jeolojik özellikleri nedeniyle korunması gereken alan statüsüne sahip Kula-Salihli UNESCO Global Jeoparkı da sondaj sahasının yanı başında yer alıyor. Türkiye’nin ilk ve tek UNESCO tescilli jeoparkı olan Kula-Salihli, 37,5 hektarlık doğal sit alanı içinde barındırdığı volkanik oluşumlar ve peribacalarıyla yılda yaklaşık 200 bin ziyaretçiyi ağırlıyor. Bölge, hem turizm hem de kültürel miras açısından büyük önem taşıyor.
“ENERJİ AĞRUNA DOĞA YOK OLMASIN”
Yerel çevre gönüllüleri ve turizm temsilcileri, sondaj faaliyetinin jeoparkın doğal güzelliklerini tehdit edebileceğine dikkat çekiyor. Bölgede alan rehberliği yapan Sabahattin Algaç, “Enerji üreteceğiz diye bu doğal güzellikler yok edilmesin derken, vatandaşların bölgenin turizm potansiyelinin zarar görmesinden büyük endişe duyduğunu ifade etti.
