Yıl 2025. İnsanlık Mars’a koloni planları yaparken, Manisa’nın Yunusemre ilçesine bağlı Muradiye Mahallesi hala elektrik ve suya hasret yaşıyor. Evet, yanlış duymadınız. Bir zamanlar belde statüsüne sahip olan bu mahalle, bugün 50 bin nüfusuyla 1970’lerin altyapısına mahkum. Teknolojinin, medeniyetin bu kadar ilerlediği bir çağda, Muradiye hala karanlıkta. Vatandaş deyim yerindeyse cenabet geziyor.
Muradiye’nin altı da üstü de dökülüyor. Günün her saati, sabahı, öğlesi, akşamı sular akmıyor. Üst katlara ulaşmayan su, alt katlara da uğramaz oldu. Su olsa elektrik yok, elektrik gelse sistem çökmüş. Mahalle bakkalı dolaptan soğuk kola satamıyor. Dondurma erimiş, müşteri serinleyecek bir şey bulamıyor. Vatandaş, günlerdir akan pis suyla mı yıkansın, yoksa kesik suyla mı abdest alsın, şaşkın. “Kıçımızı yıkayacak su yok, utanarak söylüyorum ama cenabet geziyoruz,” diyor bir sakin.
Elektrik Dağıtım şirketi, zaman zaman planlı kesintiler açıklıyor. Ama Muradiye’de olanlar planlı değil; trajik. Trafolar yetersiz, kablolar eski, sistem çökmüş. Yağmur yağsa kesinti, güneş açsa yine kesinti. 2023 ve 2024 yıllarında yapılan arıza onarımları pansuman gibi. Kalıcı çözüm hala ortada yok.
Vatandaş artık bir “plan” değil, bir irade görmek istiyor. “Daha ne kadar sabredeceğiz?” diye soruyorlar. Çünkü bu sadece elektrik meselesi değil. Bu bir yaşam hakkı, bir insan onuru meselesi.
Manisa Büyükşehir Belediyesi, Dünya Bankası finansmanıyla 2 milyar TL’lik dev bir altyapı projesi başlattı. İçme suyu, kanalizasyon ve yağmur suyu hatlarının toplamda 140 kilometreyi aşacağı bu proje Muradiye’nin 50 yıllık kaderini değiştirebilir. Ama ne zaman? Ne zaman başlarsa o zaman iyi olur…
Thomas Edison’un ampulü, Nikola Tesla’nın alternatif akımı, Faraday’in dinamosu… Hepsi 19. yüzyılda çözüldü. Ama 21. yüzyılda, Muradiye Mahallesi hala “karanlık çağ”ı yaşıyor. Çünkü teknoloji bir yere kadar, hizmet başka yere kadar ulaşıyor.
Muradiye’nin yaşadığı bu sessiz çığlık artık duyulmalı. Sadece Muradiye Mahallesi mi, Karaali Mahalllesi’nde de aynı sıkıntılar. Yetkililer, yöneticiler, kurumlar… Hepinizin görevi sadece asfalt dökmek, afiş asmak değil. Bu insanlar için kalıcı çözümler üretin. Çünkü artık sabır da, mum ışığında yanan umut da tükendi.
Mahalle bakkalı, dolaptan buz gibi bir kola satacağı günü bekliyor. Çocuklar, elektrik kesintisi olmadan ders çalışacak bir akşam hayal ediyor. Ve vatandaş, artık kendini temiz hissedecek kadar suya ulaşmak istiyor.
Bir mahalle, daha ne kadar yok sayılabilir?