Veri, belirli bir konu veya olay hakkında toplanmış, işlenmiş ve analiz edilerek anlam kazanmış bilgilere verilen isimdir. Günümüzde veri, özellikle teknolojinin de gelişmesiyle beraber, karar verme süreçlerinden analiz ve tahminle ilgili birçok alanda kullanılmaktadır. Verilerin doğru bir şekilde toplanması, analizi ve yorumlanması, bireylerin ve organizasyonların daha etkin ve verimli sonuçlar elde etmesine olanak tanır.
Veri türleri genel anlamda sayısal (nicel) veya sözel (nitel) olarak ikiye ayrılabilir. Nicel veriler, sayısal değerler içerirken, nitel veriler daha çok kategorilere ve kavramlara dayanır. Veri analizi ise bu verilerin yorumlanmasını, anlamlandırılmasını ve sonuçlarının çıkarılmasını kapsar.
Veri ile ilgili çalışmalar genellikle aşağıdaki adımları içerir:
1. **Veri Toplama**: Gözlem, anket, deney veya otomatik sistemler aracılığıyla veri elde edilmesi.
2. **Veri Temizleme**: Toplanan verilerin hata veya eksikliklerden arındırılması.
3. **Veri Analizi**: İstatistiksel veya algoritmik yöntemlerle verilerin değerlendirilmesi.
4. **Sonuçların Yorumlanması**: Analiz sonucunda elde edilen bilgilerin anlamlandırılması ve raporlanması.
Veri bilimi, bu süreçleri bütünleştirerek, verilerden anlamlı bilgi ve içgörüler elde etmeyi amaçlar. Veri bilimi, birçok sektörde kullanılmakta; sağlık, finans, pazarlama ve sosyal bilimler gibi alanlarda önemli bir rol oynamaktadır. Büyük veri, yapay zeka ve makine öğrenimi uygulamalarıyla birlikte, veri bilimi çok daha karmaşık ve dinamik bir hale gelmiştir.
Sonuç olarak, veri günümüz dünyasında kritik bir kaynak pozisyonundadır. Doğru analiz edilen veriler, işletmelere ve bireylere rekabet avantajı sağlamaktadır. Bu nedenle, veri okuryazarlığı ve analitik düşünme becerileri, gelecekte daha da önem kazanacaktır.
Kızılboğa 15 araştırmanın 12’sinde CHP’nin önde olduğunu söyleyerek bir açıklama yaptı.
Yerel seçim mağlubiyetinden bu yana AK Parti siyasette daha sert bir rota izliyor.
Bu sertleşmenin arkasında yalnızca kısa vadeli oy kaygısı değil, uzun vadede çok daha kritik bir mesele olduğu açık: Erdoğan sonrası AK Parti’nin geleceği.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaşı ve sağlık faktörü göz önüne alındığında, parti içinde “lider sonrası dönemde kimin gemiyi yürüteceği” sorusunu sormak çok da yanlış olmaz. Bu nedenle son aylarda hem içeride güç konsolidasyonu hem de muhalefeti zayıflatma odaklı adımlar dikkat çekiyor.
📌 CHP’li belediyelere operasyonlar
Bu adımlar, yerelde muhalefetin en güçlü olduğu alanı hedef alarak hem siyasi moral üstünlüğü kırma hem de seçmen gözünde “yolsuzlukla özdeşleştirme” stratejisinin bir parçası olabilir.
📌 Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun AK Parti’ye geçişi
Ege’nin CHP açısından sembolik öneme sahip bir isminin transfer edilmesi, “AK Parti hâlâ çekim merkezi” algısını canlı tutma çabasının bir ürünü olarak görülebilir. Bu hamle, partiye hem içeride hem de dışarıda moral doping sağlamayı hedefliyor.
📊 Temmuz anketleri (15 araştırmanın 12’sinde CHP önde)
Metropoll Araştırma’nın yalnızca aboneleriyle paylaştığı Temmuz sonuçları dikkat çekici:
%32,2 – CHP
%31,3 – AK Parti
% 7,6 – DEM Parti
% 6,7 – Zafer Partisi
% 6,7 – İYİ Parti
% 5,1 – MHP
% 2,9 – Anahtar Parti
% 2,7 – Yeniden Refah Partisi
% 4,8 – Diğerleri
AK Parti, yerel seçim sonrası içine girdiği sertleşme süreciyle hem Erdoğan sonrası döneme güçlü girmek hem de mevcut oy kaybını durdurmayı amaçlıyor.
Ancak anketler, bu stratejinin şimdilik arzulanan düzeyde karşılık bulmadığını gösteriyor.
Önümüzdeki süreç, sertleşmenin mi yoksa başta ekonomik beklentiler olmak üzere toplumun değişim isteğinin mi ağır basacağını ortaya koyacak.
HABER MERKEZİ
