Başkan Uysal, “Türkiye Sulama Kooperatifleri Merkez Birliği (TÜSKOOP) olarak, Tarım ve Orman Bakanlığımızın ilgili kurum temsilcileri ile sulama kooperatifleri, bölge birlikleri, yerel idareler ve su kullanıcı örgütleri temsilcilerinin geniş katılımıyla gerçekleştirdiğimiz “Kuraklıkla Mücadelede Suyun Önemi ve Alınacak Önlemler” Sempozyumu tamamlanmıştır. Ülke genelinde yaklaşık 2500 sulama kooperatifi, 26 Bölge Birliği ve 300.000’i aşkın ortağı temsil eden TÜSKOOP, üreticilerimizin suya erişimi, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve gıda arz güvenliğinin korunması adına çalışmalarını aralıksız sürdürmektedir. Sempozyumda; küresel iklim değişikliğinin ülkemizde yol açtığı kuraklıkların su ve gıdayı bir ulusal güvenlik meselesi haline getirdiği, bu nedenle suyun etkin ve sürdürülebilir yönetiminin hayati öneme sahip olduğu güçlü biçimde vurgulanmıştır. Türkiye’nin tarımsal üretiminde kritik görev üstlenen sulama kooperatiflerinin güçlendirilmesi, paydaş kurumlarla iş birliği ve koordinasyonun geliştirilmesi gerektiği tüm katılımcıların ortak görüşü olarak ortaya çıkmıştır. DSİ’nin 02.10.2025 tarihli yazısı, sulama kooperatiflerinin kapatılacağına dair bir algı oluşturmuş ve ülke genelindeki kooperatif camiasında ciddi tedirginlik yaratmıştır. Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün 09.10.2025 tarihli yazısındaki, sulama tesislerinin yönetim süreçlerinin sulama birlikleri üzerinden yürütülmesi yönündeki ifadeler; kooperatiflerin yönetim yetkisini işlevsiz hale getirme ve kooperatif modelini ortadan kaldırma riski taşıdığı için kabul edilemez bulunmuştur. Sulama kooperatifleri, üreticilerimizin ortak emeğiyle kurulmuş, binlerce köy ve beldede tarımsal üretimin devamlılığını sağlayan stratejik su kullanıcı örgütleridir. Yönetim yapısını ortadan kaldırmaya yönelik herhangi bir uygulama ülkemizin gıda arz güvenliğine zarar verecektir. TÜSKOOP olarak bu yaklaşımın derhal gözden geçirilmesini ve durdurulmasını talep ediyoruz.
DEVLET–KOOPERATİF İŞ BİRLİĞİ GÜÇLENDİRİLMELİDİR
Suyun verimli kullanımının sağlanması, iklim değişikliğiyle mücadele ve tarımsal üretimin sürdürülebilirliği adına aşağıdaki başlıkların hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır: Açık kanal sistemleri kapalı ve akıllı sulama sistemlerine dönüştürülmeli, bu dönüşüm DSİ ve uluslararası fonlarla desteklenmelidir. Güneş enerjisi ile çalışan kaçak kuyuların açılmasına karşı yaptırımlar artırılmalı ve etkin şekilde uygulanmalıdır. Pompajlı sulama tesislerinin artan enerji maliyetleri nedeniyle yaşadığı sürdürülebilirlik sorunu çözülmeli; GES–RES–JES yatırımları %50–70 hibe ile desteklenmelidir. Verimli sulama teknolojilerinin (elektronik sayaç, sensör, otomasyon sistemleri vb.) Bakanlık ve IPARD destek kapsamına alınması gerekmektedir. Sulama kooperatifleri, Bölge Birlikleri ve Merkez Birliği bünyesinde Tarım Danışmanı istihdamının önündeki engeller kaldırılmalıdır. Sulama Kooperatifi Bölge Birliklerine Havza Su Kurullarında temsil hakkı verilmelidir. Rüsubat nedeniyle kapasitesi azalan göletlerin temizliği hızla ele alınmalıdır. Enerji ve sulama giderlerinin 2023 yılında olduğu gibi her yıl en az yüzde 50’sinin devlet tarafından karşılanması, sürdürülebilirliğin sağlanması açısından kritik önemdedir. Kooperatif sulama alanlarında bireysel su kuyularına izin verilmemeli, enerji abonelikleri sağlanmamalı; açılan kuyular tespit edilerek kapatılmalıdır. Sulama kooperatifleri, Türkiye’nin tarımsal üretiminin ve gıda arz güvenliğinin garantisidir. Çözüm; kooperatiflerin yönetim hakkını ortadan kaldırmak değil, kurumsal kapasitelerini güçlendirmek ve kamunun rehberliği ile desteklemektir. Sempozyumun sonuç bildirgesi doğrultusunda, tüm taleplerimiz ve değerlendirmelerimiz Tarım ve Orman Bakanlığı, DSİ Genel Müdürlüğü, TRGM, SYGM, EYDB ve ilgili tüm kurumlara resmî yazı ile iletilmeye başlanmıştır. Sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz” dedi.
