Türkiye’nin gerçek gündemi “ekonomi”
Seçim yaklaşırken her ne kadar gündem sürekli değişse de Türkiye’nin gerçek gündemi ekonomi.
Türkiye salgın döneminden bu yana yüksek enflasyonla boğuştu ve bu yıl hedef bu krizi yarıya indirmek.
Bunun içinde gerekli destekler ve araçlar devreye girse de yüksek oranda başarılı olunmuyor.
Son olarak asgari ücrete yapılan zam ve memur maaşlarındaki yüksek artış kendini göstermeye başladı.
Özellikle maaş artışları yapılmadan önce az oranlarda ürünlere yapılan zamlar şimdilerde yavaş yavaş artışlarla kendini hissettiriyor.
Geçmişte stokçular ve fahiş zam oranlarını yapanlar başka yollarla bunu deniyor.
Gramaj azaltılıp aynıymış gibi sunulabiliyor.
Alım gücünün düştüğünü aylar ilerledikçe daha da iyi anlayabiliyoruz.
Bu sene özellikle temel ihtiyaç maddelerinde zamlar geçen seneye göre birden yapılmadı.
Kademeli zam oranları ile vatandaşı alıştırmaya başladılar.
Bu da belli bir ay sonra alınan maaşın eriyeceği anlamına geliyor.
Geçmişteki yazılarımda özellikle temel ihtiyaç maddeleri denetlenmeli demiştim.
Çünkü bu ürünler sürekli alınanalar.
Onun için vatandaşın da gerçek gündemi aslında ekomomi.
Son olarak emeklilerinde beklentilerin altında aldıkları en düşük emekli maaşı da tepkilerin odağında.
İyiye giden şeylere bakıldığında azar azar ilerlerken enflasyonun neden olduğu oluşum yavaş yavaş gitmeyecek gibi.
Konut ve kira fiyatları tavan yapmış durumda.
Daha ne kadar ilerleyebilir ki diyoruz.
Fakat ilerliyor.
Gıda enflasyonu da denetim altında olmalı.
Burada ev ekonomisi en başta düşünülmeli.
Diğer sektörler bir yana ev ekonomisini güçlendiren adımlar bu sene de atılmalı fakat denetimlerde sıklaştırılarak.
Beklentiler bu sene de çok.
En düşük emekli maaşında artış beklentisi, asgari ücrette ara zam beklentisi bu senede gündemde.
