Manisa
Açık
32°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,7965 %0,51
47,7625 %0,57
4.405,74 % 0,48
Ara

Yozlaşan hayatımız, yok olan değerlerimiz

YAYINLAMA:

İnsanlarımızın büyük çoğunluğunun özellikle çevre temizliği konusunda en küçük bir hassasiyet bile taşımadığı gerçeğiyle her gün karşılaşmak, geleceğe yönelik umutlarımın bir türlü yeşermemesine neden oluyor…
Önümde yürüyen bir adamın püfür püfür tüttürdüğü sigaranın zehrini her nefeste içime çekme zorunluluğundan kurtulmaya çalışırken, biten sigaranın izmaritinin gelişigüzel kaldırıma atılması, bu da yetmiyormuş gibi içinden son dal sigara çekilen paketin de aynı şekilde fırlatılması karşısında büyük bir çaresizlik yaşıyorum. Çığlık atasım veya kafamı duvarlara vurasım geliyor…
Daha da acı olan bunu yapanların önemli bir kısmı sözde “eğitimli, bilinçli” dediğimiz insanlar.
Ben az önceki manzarayı izlerken, sigara paketini ortalığa atan adamın elini tutan küçük kız çocuğu da diğer elinde tuttuğu ve içi boşalan aburcubur ambalajını aynı rahatlıkla yere bırakıyor.
O sırada evde sözümona temizlik yapan anne, haftalardır süpürülmemiş halılarını balkona çıkarıyor ve aşağı doğru silkelemeye başlıyor. Alt katların camları açık, balkonlarda kurutmalık domates ve biberler var. Kimin umurunda…
Evin büyük oğlu o sırada bir parkta arkadaşlarıyla birlikte bankta oturuyor. Ama nasıl oturmak! Bankın sırt kısmının üzerine oturulmuş, ayaklar ise oturma yerine konuşlanmış. Kaba saba konuşmalar, kahkahalar. Bir paket çekirdek alınmış; içleri mideye, kabukları etrafa saçılıyor. Biten kola şişeleriyle en uzağa fırlatma yarışı yapılıyor!
Akşam evde yemekler yeniyor, herkes köşesine çekiliyor. Ellere alınan akıllı telefonlarla sosyal medyada dalınıyor. Saatlerce o videodan bu videoya, o komiklikten bu şaklabanlığa atlanıyor. Kimi zaman bir gülme sesi duyuluyor, bazen kendi kendine konuşmalar. Gün bitiyor bu şekilde…
Bir aile ortamı kalmamış, büyüklerin nasihat verecek, küçüklerin de güzel bir şeyler kapacak hali yok. Gündüzleri okula gidiliyor ama genelde öğretmenler güzel şeyler öğretmek yerine günü bir an önce bir şekilde bitirmenin derdinde.
Büyükler de iş yerinde benzer durumda. Memursa bir şekilde “salla başı al maaşı” durumları. Esnafsa daha fazla para kazanmanın bin bir türlü yolunu düşünmeyle geçen saatler. Özel sektör çalışanıysa daha az ücretle daha fazla çalışmanın verdiği bıkkınlıkla geçmeyen saatler…
Sonuç olarak mutsuz çocuklar, mutsuz büyükler, mutsuz iş ortamları ve ne yazık ki mutsuz aileler…
Bahsettiğim şey giderek yaygınlaşan, genel hal olmaya başlayan bir durum. Bu gidişat bir uçuruma yuvarlanma hali ve ne yazık ki sonu bir türlü gelmiyor…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *