Ege Bölgesi için hayati önem taşımakta olan Gediz Nehri kaynağı olan Murat Dağı’ndan temiz bir şekilde çıkarken Ege Denizine kirli olarak dökülüyor. Salihli Çevre Derneği Başkanı Ziraat Mühendisi Erdem Durmaz, kaynağını Murat Dağından alan ve kendi adını taşıyan ovayı suladıktan sonra İzmir Körfezi’nin dış kesiminde büyük bir delta çizerek Ege Denizi’ne dökülen Gediz Nehri’nin, 401 Kilometrelik gizemli yolculuğunda temiz doğduğunu ve kirli akıp denize bu şekilde döküldüğünü belitti.
Alan rehberleri Sabahattin Argaç da “Murat Dağı kaplıcalara ve zengin su kaynaklarına sahiptir. Dağdan çıkan bu su kaynaklarının bir kısmı ile Gediz Nehrine (Hermos), Porsuk çayı ile Sakarya Nehrine ve Banaz çayı ile Büyük Menderes Nehrine, Akarçay ile Eber Gölüne su sağlanmaktadır. Zengin su kaynaklarının yanı sıra geniş orman alanlarına sahip olan Murat Dağı üzerinde yayla ve düz alanlar da mevcuttur. Zengin bir bitki çeşidinin yetiştiği Murat Dağı bu yönü ile de dikkati çekmekte, özellikle ilkbahar ve yaz mevsimlerinde şifalı ot meraklılarının akınına uğramaktadır” dedi.
ADINI ŞEHİT DÜŞEN MURAT GAZİ’DEN ALDI
Rivayete göre Murat Gazi (Kara Bali), Batı Anadolu’nun can damarı olan Murat Dağı’na ismini veren alperen olduğunu belirten Argaç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu Ege’nin bolluk ve bereket simgesi koca dağa ismini veren ulu kişinin türbesi, termal tesislerin olduğu yerde bulunmaktadır. Türbenin ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi gördüğünü belirten Alan rehberleri Sabahattin Argaç,” Türbenin girişinde bulunan yazıda ’Burada asıl adı kara Bali olan Murat gazi yatmaktadır. O Türkistan’dan Anadolu’ya gelen, nice uygarlıklar yeşerip boy attığı bu toprakları Türk Yurdu haline getirmek için savaşırken, orda canını veren binlerce şehidimizden biridir. Onun destanı kişiliğinin dağı saran ışığında, Türkmen savacılarının şehitliğe yücelişini görürsünüz. Murat Gazi(Dede), Germiyanoğlularının fetihlerine katılmış, savaş meydanlarında unutulmaz kahramanlıklar göstermiş, bilge bir kişi. Murat Dağı çarpışmaları bütün hızıyla sürdüğü sırada Murat gazi düşman saflarına dalıp, darmadağın ediyordu o sırada bir düşman kılıcıyla aldığı ölümcül yara nedeniyle orada şehit olur’ yazının sonunda ise kaynak: Mehmet Pınar ibaresi yer alıyor.”
COĞRAFİ ÖZELLİKLERİ AÇISINDAN ZENGİN
Salihli çevre Derneği Başkanı Ziraat Mühendisi Erdem Durmaz ise “Gediz Ovası, Ege Bölgesi’nde yer alan önemli tarımsal alanlardan biridir. Eşsiz doğal güzellikleri ile dikkat çeken bu ova, tarihi ve coğrafi özellikleri açısından zengin bir yapıya sahiptir. Ege Bölgesi için hayati önem taşımakta olan Gediz Nehri’nin 401 kilometrelik maceralı yolculuğunda getirdiği alüvyonlar arazilerin değerlerini dahada arttırmaktadır. Bu arazilerde üzüm, pamuk, zeytin ve meyve çeşitleri ile sebze yetiştirilmektedir. Gediz Havzasında yer alan Kütahya, Uşak, Manisa ve İzmir nüfus yoğunluğu bakımından da büyük önem arz etmektedir” ifadelerini kullandı.
EGE BÖLGESİ İÇİN BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR
Durmaz, Ege Bölgesi için hayati önem taşımakta olan Gediz Nehri’nin 401 kilometrelik maceralı yolculuğuna temiz başlayıp kirli aktığını anlatarak, “Gediz Nehri, geçmekte olduğu yerleşim birimlerinde bulunan organize sanayi bölgelerinin ve sanayi tesislerinin endüstriyel zehirli atıkları ve akarsu boyunda bulunan yerleşim birimlerinin kanalizasyon atıkları arıtılmadan nehre deşarj edilmesi, bilinçsiz tarım ilaçları ve kimyevi gübre kullanımı ile âdeta yok edilmektedir. Özellikle son yıllarda büyük enerji şirketleri tarafından bölgede yapılan jeotermal enerji üretim çalışmaları ile doğanın ekolojik dengesini ve oluşumunu etkilemektedir. Jeotermal enerji için açılan sondaj kuyularından yer yüzüne çıkarılan akışkan sıcak suyun tekrardan aynı noktaya deşarj edilmeden derelere ve toprak yüzeyine bırakılması nedeniyle çevresel açıdan olumsuz etkiler meydana gelmektedir. Bu olumsuz etkilerin kaldırılması geniş kapsamlı denetimlerle gerçekleşebilir” dedi.
KANSER VAKALARI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR
Bölgede kanser vakasının da her geçen gün arttığını belirten Durmaz, “İzmir ve Manisa’da kanser vakaları ve Ege üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde kemoterapi tedavi tedavisi gören hasta sayısı her geçen gün artmaktadır. Şu an her evde, her ailede 2-3 kanser vakası olduğunu görüyoruz. Bunun sebebi bu kirlilik ve beslenme bozukluğudur” diye konuştu.HABER MERKEZİ