MUTLULUK
Uzun zamandır kendime düstur edindiğim bir mottom var. Mutluluk insanın içindedir. Bir başkası sizi mutlu edemez . Mutlu olmayı biz kendimiz seçiyoruz. Yani bir seçimdir aslında. Zaten mutluluğunu bir insana , bir maddeye , paraya ya da herhangi bir olaya bağlamak mutsuzluk getirir. Çünkü hiçbir şey kalıcı değildir. Ne elinizdeki güç , ne hayatımızdaki insanlar ne de başka şeyler... Kalıcı olan içimizdeki duygulardır. Elbette hüzün duyduğumuz anlar çokça olmuştur.Farkında olmamız gereken şey hüzün bile misafir bize . Oradan almamız gereken dersleri alırız ve dersimizi aldığımız için de yine mutlu olmayı seçeriz.
Ben mutluluğun şükür ile bağlantısı olduğuna inananlardanım. Şöyle ki bizlerde var olan maddi manevi tüm olanaklara ne kadar çok şükredersek yaradanı daha çok memnun edip bize o sayısız nimetlerini çoğalttığına inanıyorum. Ya da bulunduğumuz kötü durumdan ne kadar çok şikayet edersek onun da orantılı bir şekilde arttığını anlıyorum.
Yani kötü olaylarda karalar bağlamamıza gerek yok.Acımızı elbette yaşayacağız ama onlarla vedalaşmayı da bileceğiz. Hayatın tadı tuzu biberi sevinçlerle birlikte harmanlanmış olan hüzünler...
Dostlarım, yaşamamızda mutlu olmamız için gerçekten büyük sebeplere gerek yok. Etrafımızı biraz daha dikkatli izlersek hepimiz biliyoruz şükür sebeplerimizi... Hatta küçük mutlulukların keyfini size daha fazla aktarmak , hissettirmek isterdim. Zira büyük mutluluk dediğimiz şeyler belki de bizi daha doyumsuz bile yapabilir.
Ben kendimi mutluluğun kısır döngüsüne teslim ettim diyebilirim. Mutluluğum kişilere değil içimdeki bana bağlı. Kendime ve geçmişteki yaşadığım tüm kötü olaylara çok şey borçluyum. Onlar bana mutlu olmayı öğretti.
Mutlu olmayı ertelemeyin hayat gerçekten çok kısa ....