GIDA GÜVENCESİ, GIDA GÜVENLİĞİ VE AFETLER

Öncelikle bir ay önce bizi yasa boğan derin üzüntülere mazhar olan depremler felaketlerinde kaybettiğimiz canlarımız için başımız sağ olsun, yaralı kardeşlerimize acil şifalar dileriz. Beynimiz kalbimiz hep deprem bölgesinde kaybedilen ve yaşayan hayatlarda, fakat geriye kalanlar için hayat devam ediyor. Kısa sürede tek yürek birlik içinde yaralarımızı sarıp, afet bölgelerinin tekrar eski iş, üretim günlerine dönmeleri en büyük dileğimizdir.

Ülkemiz topraklarının tümünde vejetasyon vardır ve her karış toprağında tarım yapılabilen Dünya’da nadir ülkelerden biridir.

Gıda güvencesi, yeterli tarım faaliyetleri sonucu gıdaya erişmek, tedarik etmek, bir anlamda yeterli gıda üretimlerine ulaşımı sağlamaktır. Köylerin alt yapı, sağlık ve eğitim, sosyal güvence şehir olanaklarını aratmayacak şekilde geliştirilmeleri, yapılandırılmaları, tarım girdilerine yardım ve destekler, köylere dönüşlerde etkili olacaktır. Bu daha çok üretim, daha iyi gıdaya erişim yani gıda güvencesinin geliştirilmesi, sağlanması anlamına da gelir.

Gıda güvenliğinin anlamı tarladan tüketicinin sofrasına kadar önleyici yaklaşım ilkesi ile insan sağlığında tehlike ve risk oluşturmadan gıda üretimlerini gerçekleştirmektir. Kritik kontrol noktalarının belirlendiği ve bir alt üretim basamağına geçmeden tehlikelerin bertaraf edildiği gıda standartları uygulamalarıdır. Bunların en temel gıda güvenliği standardı “Kritik Kontrol Noktalarında Tehlike Analizleri” İngilizcesi gıda sanayiinde “HACCP” olarak bilinir. Ve bu gıda güvenliği standardının üzerine geliştirilen diğer benzer gıda güvenliği standartları da vardır. Gıda güvenliği doğrudan halk sağlığını ilgilendirir ve toplum sağlığını kapsar. Bu tür gıda standartları merdiven altı gıda üretim yerlerinde değil gıda mühendisi ve gıda tekniklerinin diğer ilgili meslek sahipleri ile birlikte istihdam edildiği, gelişmiş, yüksek kapasitede, marka üretim yapılan gıda fabrikalarında uygulanmaktadır.

Normalde kentleşme süreci gelişmiş ve ileri memleketlerde kentleşme süreci 100 yıl iken bu süre ülkemizde 30 yıla düşmüştür. Bu durumda plansız şehirleşmeler acele yapılan çok katlı apartmanlar, fay hatlarının, dere yataklarının göz ardı edilerek evler, apartmanlar inşa edilmiş, yazık ki bugünlerdeki acıları ve faciaları yaşamamızdaki faktörlerden bazılarını oluşturmuşlardır diye düşünüyorum.

Gıda güvencesi ve gıda güvenliğinin sağlandığı, iyi tarım uygulamaları ile birlikte planlı programlı, kurumsallık içerisinde üretimlerin yapılarak köylere dönüşlerin sağlandığı günlerimizi görmeyi temenni ederiz.