Salihli Çevre Derneği Hukuk İşlerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Yıldıray Çıvgın yaptığı açıklamada, 13 Haziran 2025’te Meclis’e sunulan ve 19 Haziran’da komisyonda kabul edilen torba yasa teklifinin, doğayı ve insan yaşamını doğrudan etkileyen çok sayıda yasal düzenlemeyi değiştirmeyi amaçladığını vurguladı. Çıvgın, söz konusu yasal düzenlemeyle zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasının önünün tamamen açıldığını belirterek şunları söyledi:
“Bu teklif, yalnızca Akbelen’deki zeytinlikleri değil, Gediz Ovası’nı, Gölmarmara’daki tarım alanlarını, Bozdağ eteklerindeki meraları ve Salihli’nin bereketli topraklarını da tehdit ediyor. ÇED süreçleri bypass ediliyor, kamu kurumları devre dışı bırakılıyor. Teklif, doğaya olduğu kadar kamu yararına ve hukuka da aykırıdır.”
.jpeg)
“TARIMSAL ÜRETİM TEHLİKE ALTINDA”
Salihli’de binlerce ailenin geçimini tarımdan sağladığını hatırlatan Çıvgın, “Zeytinliklerin maden şirketlerine açılması demek, yüzyıllardır süren tarım kültürünün ve kırsal yaşamın sonu demektir” dedi. Yasa teklifinin sadece doğayı değil, demokrasiyi de tehdit ettiğini ifade eden Çıvgın, “Kamu kurumlarının dışlandığı, yerel halkın rızasının alınmadığı, bilimsel ve hukuki denetimlerin ortadan kaldırıldığı bir düzenin adı yasa olamaz” diye konuştu. Basın açıklamasının sonunda Çıvgın, Salihli Çevre Derneği adına şu ifadeleri kullandı: “Zeytin ağaçlarımızı kestirmeyeceğiz. Çocuklarımıza nefes alacak bir doğa bırakmak için bu yasa teklifine karşı duracağız. ‘Bu toprak torbaya sığmaz’ diyerek Meclis önünde yapılacak buluşmaya sesimizle ve dayanışmamızla katılıyoruz. Zeytin direniştir, barıştır, hayattır. Biz yaşamı savunan tarafta olacağız.”
HABER MERKEZİ
