Manisa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (Manisa TSO) 2025 yılı Haziran ayı olağan meclis toplantısı, Manisa TSO Hizmet Binası’nda, Meclis Başkan Yardımcısı Gencay Esendağ başkanlığında meclis üyelerinin katılımı ile gerçekleştirildi.
Toplantının devamında, 2025 yılının ilk 6 ayına dair ekonomik değerlendirmeler, dünyada yaşanan küresel krizler, savaşlar ve Manisa iş dünyasının beklentileri masaya yatırıldı. Manisa TSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, Türkiye ve Manisa ölçeğinde öne çıkan göstergelere ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
“2025 yılının ilk yarısında Manisa’nın toplam ihracatı yüzde 9,2 artarak 3,6 milyar dolara ulaştı. Özellikle beyaz eşya, elektrik-elektronik, otomotiv yan sanayi ve tarımsal ürünlerdeki artış dikkat çekici. Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere, Birleşik Krallık ve Orta Doğu pazarlarına ihracat artışı yaşanıyor.”
Organize Sanayi Bölgeleri’nin üretim kapasitesinde artış yaşandığını belirten Başkan Mehmet Yılmaz, Manisa OSB’nin doluluk oranının %98’e ulaştığını, ek OSB alanlarına ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
ÜRETİCİ DESTEKLENMEZSE KIRSAL KALKINMA İVME KAYBEDER
Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, KOBİ’lerin finansmana erişimde zorlandığını ve yüksek faiz oranlarının yatırım iştahını düşürdüğünü belirterek, şu sözlerle devam etti:
“Manisa iş dünyası üretmeye devam ediyor ancak işletmelerin krediye ulaşımı her geçen gün zorlaşıyor. Reel sektöre yönelik destek paketlerinin daha hızlı ve kapsayıcı biçimde devreye alınması gerekiyor. Ayrıca tarım sektörümüz kuraklık tehdidi altında. Girdi maliyetleri artarken üretici desteklenmezse kırsal kalkınma ivme kaybeder.”
2025 yılı ikinci yarısına yönelik beklentiler de değerlendirildi. Başkan Yılmaz, dijital dönüşüm, yeşil mutabakat uyum süreci, enerji verimliliği yatırımları ve sürdürülebilir üretim modeline geçişin iş dünyası için artık bir zorunluluk haline geldiğini söyledi.
GERİLİM ARTARSA TÜRKİYE ZARAR GÖRECEK
Orta Doğu’da yaşanan savaş ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Başkan Mehmet Yılmaz; Orta Doğu’da gerilim giderek tırmanırken Türkiye’de finansal piyasalar ve dolayısıyla ekonomi bu gerilimden ciddi biçimde etkilenmektedir. Petrol ve doğal gaz üretiminin önemli bir bölümü orta doğuda yapıldığı için gerilim, üretimin düşmesine ve fiyatların artmasına yol açmaktadır. Bunu benzin fiyatlarına gelen artışlardan görebiliyoruz. Gerilim devam ettiği sürece bu artışların da devam edeceğini tahmin edebiliriz. Türkiye, ciddi bir enerji ithalatçısı konumunda olduğu için, bu gerilim devam ederse, petrol ve doğalgaz fiyatlarında ortaya çıkan artışlar cari açığımızı olumsuz etkileyecek. Gerilimin, enerji fiyatları ile döviz kurlarında yaşanması muhtemel artışlardan kaynaklı enflasyon üzerinde olumsuz etkiler yaratacağı aşikar” dedi.