HİLFÜ’L-FUDÛL 

Erdemliler birliği anlamına gelen Hilfü’l-Fudûl , 580’li yıllarda Arap kabileleri arasında Mekke’de kurulmuş olan bir cemiyettir.
Mekke’deki bozulmuş toplum düzenini sağlamak, zayıf ve mazlum olan halkın haklarını korumak ve onları savunmayı amaçlayan bu cemiyet Peygamber Efendimiz 20’li yaşlarında iken kurulmuştur. Mekke’de sözü geçen,iyi niyetli ve saygın kişilerin öncülüğünde kurulan cemiyet barış cemiyetidir. Peygamber Efendimiz cahiliye devrinde Hilfü’l-Fudûl’e katılmış, peygamberliğinden sonrada cemiyet halkında “Abdullâh bin Cüd’ân’ın evinde amcalarımla birlikte, Hılfü’l-Fudûl’de hazır bulun­dum. O meclisten o kadar memnun oldum ki, ona bedel bana kızıl develer verilse, o kadar sevinmezdim.” diye buyurmuştur. Bu cemiyete katılması Peygamber efendimizin her zaman haksızlık karşısında mazlumun yanında durduğunun göstergesidir. 
Cemiyete katılmak için toplamda 3 maddeden oluşan anlaşma yemini edilirdir. Bu yeminler şunlardır: 
-Mekke’de hangi halka mensup olursa olsun zulme ya da haksızlığa uğrayan bir kimsenin yanında yer alacaklardı.
-Mazlum ile kendisinin hakkı alınıncaya kadar yekvücut olunacaktı. Yani mazlumun hakkı zalimden alınana kadar Hilfü’l Fudul’a üye olan herkes, zalime karşı duracaktı.
-Deniz tek bir tüyü ıslatana kadar, Sebir ve Hira Dağı yerinde durduğu sürece ve mali durumda tam bir eşitlik olana kadar anlaşma yemininde bulunan tüm maddeler geçerli sayılacaktı.
Bu cemiyet  hicret sonrasında siyasi parti olarak devam etmiş ve Hz. Osman’ın vefatıyla cemiyetin faaliyetleri sonra ermiştir.