Anadolu’nun çalınan hazineleri

Bugünlerde bir kez daha İsrail’in Filistin’e yönelik katliamlarına sessiz kalması hatta bu katliamda İsrail’in saflarında yer alması nedeniyle lanetlediğimiz ‘barbar batı zihniyeti’, tarih boyunca yalanın, talanın ve zulmün bayraktarlığını yaptı.
Haçlı Savaşlarına kadar gitmeye gerek yok… Kaldı ki Haçlı Savaşları döneminde barbar batı dünyasının, dönemin en önemli Hristiyanlık merkezi olan Ortodoks Konstantinapolis’i (İstanbul) işgal ettiğini, binlerce insanı kılıçtan geçirip insanlık tarihinin en önemli ve değerli zenginliklerini talan ettiğini unutmamak lazım.
‘Barbar batı zihniyeti’nin aslında sadece Müslümanlar’ı hedef almadığını anlatmak istiyorum. Zayıf olan veya zayıf görünen her şeye karşı benzer barbarlık sergilemekten hiç çekinmezler.
Ortaçağ döneminde Hristiyan olmayan herkesi engizisyon sistemiyle katleden, sonrasında Afrika ve Hindistan’dan insanları köle olarak getirip çalıştıran, hem bugünkü Avrupa’yı hem de ABD’yi bu kölelerle inşa eden yine ‘barbar batı zihniyeti’dir.
Paris’te gezerken orada yaşayan bir arkadaşım, sadece Paris metrosu inşaatı için 3 nesil Afrikalı köle kullanıldığını ve on binlerce kölenin inşaat sürecinde öldüğünü anlatmıştı. Koca şehrin ve benzer tüm Avrupa şehirlerinin aynı günahların üzerine kurulu olduğunu düşünüp ürpermiştim…
Aynı zamanda yalancı ve talancıdır bu zihniyet… Yalancılığını, ‘sözde medeni dünya’nın temsilcileri olarak kabul edilen batılı liderlerin diplomatik ve sosyal içerikli açıklamalarının büyük bölümünün gerçekleşmediğini görerek anlamak mümkün.
Talancılıklarını ise yazının başlığına koyduğum cümleden hareketle özetlemek istiyorum.
Dünya’nın en önemli medeniyet beşiği olarak kabul edilen Ortadoğu ve Anadolu’daki tarihi zenginliklerin büyük çoğunluğu bugün ne yazık ki az önce bahsettiğim Avrupa kentlerinin müzelerinde sergileniyor. Bunu sebebi, özellikle Osmanlı’nın son dönemlerinde bu eserlerin tamamının batılı diplomatlar veya ajanlar tarafından çalınarak götürülmesidir.
Kendilerini ‘medeni’ olarak addeden milyonlarca batılı, her gün dedelerinin talan ederek ve çalarak ülkelerine getirdiği paha biçilmez eserleri büyük bir gururla müzelerde ziyaret ediyor ve bunlara sahip olmanın gururunu yaşıyor!
Muhteşem eserlerin yapıldığı coğrafyalardaki insanların büyük bölümü sefalet için yaşarken, bu insanların emeklerini, zenginliklerini çalarak refah içinde yaşayan insanlar, dünyaya medeniyet dersi vermeye çalışıyor!
Anadolu’dan çalınan milyonlarca tarihi eser bugün ne yazık ki Avrupa’daki müzelerde sergileniyor. Arada bir “Çalınan eserler Türkiye’ye dönüyor” diye okuduğumuz haberler bizi sevindiriyor ama emin olun dönenler, kalanların yanında okyanusta damla kadar bir yer kaplıyor!