41,7117 %0,23
48,2771 %0,44
5.377,07 % 0,73
Ara
Manisa Manşet Gazetesi Manisa Haberleri Atatürk’ten Manisalılara övgü dolu sözler

Atatürk’ten Manisalılara övgü dolu sözler

Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Manisa’ya gelişinin 100. yıldönümü törenlerle kutlandı. Manisa’ya toplam 7 kez gelen ve iki ziyaretinde kentte birer gün konaklayan Atatürk’ün, Yunan işgalcilerinin terk ederken yaktıkları şehri kısa sürede imar eden Manisalılara ilişkin övgü dolu sözleri var.

Okunma Süresi: 5 dk

Atatürk’ün Manisa’ya gelişinin 100. yıldönümü coşkuyla kutlandı. Manisa İstasyonu’nda yapılan temsili karşılama töreni ve zeybek oyunları gösterisinin ardından kortej eşliğinde Cumhuriyet Meydanına yürüyen kalabalık, burada günün anlam ve önemine ilişkin gösterileri izledi. Manisa’ya toplam 7 kez gelen Atatürk, bu ziyaretlerin ikisinde Manisalılarla buluşmuş, kentte konaklamış ve incelemelerde bulunmuş. Tarihi kayıtlara göre, Atatürk’ün Manisalıların gayret ve azimlerine ilişkin de övgü dolu sözleri var.

İKİ ZİYARETİNDE MANİSA’DA KONAKLADI
Her yıl kutlaması yapılan 10-11 Ekim 1925 tarihli ziyaret öncesinde, Manisa Valisi Aziz Bey, Milletvekili İbrahim Süreyya ile Belediye Başkanı Bahri Beylerden oluşan bir heyet, karşılama törenine katılmak için Alaşehir’e gitti. M. Kemal Paşa ve beraberindekiler yol boyunca törenlerle karşılandıktan sonra 26 Ocak 1923’de Manisa’ya geldi. Trenden inerek istasyon binasındaki kumandanlık dairesinde bir süre dinlenen Atatürk, önce öğrencileri kabul etti, ardından da şimdiki Kız Meslek Lisesi ile doğumevi binalarının bulunduğu boş alana gelerek cirit oyunlarını seyretti.


“BURALAR ATEŞLER İÇİNDEYDİ”
Burada vatandaşlara bir konuşma yapan Atatürk, özetle şunları söyledi: “Muhterem Beyefendi ve Muhterem Ahali! Livanız dairesine girdiğim dakikadan buraya gelinceye kadar halkın şahidi olduğum tezahüratı beni son derece mütehassis etmiştir. Bilhassa şu dakikada gördüğüm tezahürattan fevkalâde müteşekkirim. Bu tezahürat beni zahiri değil fakat manevî göz yaşlarına gark etmiştir. Bunlar beni müteessir ve mesrur etmiştir. Bir kaç ay evvel buradan geçtiğim zaman bu ahaliyi burada görmemiştim. Buralar ateşler içinde idi. Şimdi lelülhamd o günlerin geçtiğini ve halkın biraraya geldiğini ve çalışmaya başladığını gördüm.


“ÇALIŞKAN AHALİNİZLE FAYDALI İŞLER YAPACAKSINIZ”
Şundan dolayı çok bahtiyarım: Muhterem Ahali! Bütün efradımız çok çalışkandır. Feyizli araziye mâlik bulunuyorsunuz. Bu çalışkan ahalimizin mesaisi ile az zamanda çok nâfi neticeler elde edileceğine eminim. Belediyeniz halkı nâmına söylediğiniz sözlerden çok mütehassis oldum. Bundan sonra gerek ben ve gerek rüfeka-i mesaim(mesai arkadaşlarım) memleketin saadet ve selameti için var kuvvetimizle çalışacağız. Ancak mesaimizin muvaffakiyetle tetevvücü için bütün milletin şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da müzahereti elzemdir. Bizim kuvvetimiz milletin itimadıdır. Biz bu itimada mazhar oldukça bu neticeyi hep beraber iktitaf edeceğiz. Tezahüratınızdan dolayı teşekkürât-ı mahsusamı tekrar ederim.”


GEÇTİĞİ KÖYLER VE ŞEHRİN SOKAKLARI SÜSLENDİ
Anadolu Ajansı 10 Ekim 1925’de abonelerine şu haberi geçmişti: “Manisa, Gazi Paşa hazretlerinin teşriflerine intizaren vilayet hududundan itibaren güzergâhtaki halk köyleri süslemektedir. Manisa cuş-u huruş içindedir. Belediye fevkalâde hazırlıklarına devam ediyor. Paşa hazretleri öğle yemeğini Akhisar’da yiyeceklerdir. Akşam Manisa’da şereflerine verilecek ziyafette bulunacaklar ve ertesi günü İzmir’i teşrif buyuracaklardır. Heyecanla beklenen tren, Gazi ve beraberinde Ali Said, Fahreddin ve Ali Hikmet Paşalarla milletvekilleri olduğu halde 10 Ekim 1925 günü Manisa’ya gelmiştir. Gazi ve beraberindekileri vilayet, belediye, fırka kumanda heyeti, Türk Ocağı, Halk Fırkası temsilcileri karşıladılar.


“YANIK YURDUN HANIMLARI ADINA HOŞ GELDİNİZ”
İstasyondan belediye binasına kadar yerlere serilen halılar üzerinden yürüyerek gelmişlerdir. Yol boyunca yolun iki tarafında kendisine karşı sevgi gösterilerinde bulunan halkı şapkasıyla selamlayarak askerlere “Merhaba”, demiş halka da, “Nasılsınız? İyi misiniz?” diyerek hatırlarını sormuştur. Kendisine çiçekler ve konfetiler serpilen Paşa için kurulan birinci takın önünde kurbanlar kesilirken bir hanım öne çıkarak; “Ey Ulu Gazi! Bu yanık yurdun hanımları nâmına hoş geldiniz der, yüksek saygılarımı sunarım” demiştir. Yol boyunca çeşitli kuruluş ve belediyeler adına Gazi’ye buketler takdim edilmiştir. Belediye önünde Naci Paşa tarafından karşılanan Mustafa Kemal Paşa, beş dakika dinlendikten sonra heyetleri kabul ederek hepsiyle teker teker ilgilenmiştir. Daha sonra balkona çıkarak beklemekte olan halkı selamlamıştır. Gece de, Gazi şerefine 100 kişilik bir yemek verilmiştir.”


MANİSALILARIN TEZAHÜRATLARI ARASINDA KONUŞTU
Atatürk’ün yemekte yaptığı konuşma ise şu şekilde: “Yaptığınız bu coşkun tezahürat ve sevinçle hâsıl olan heyecanın şiddeti zail olmadan bana müsaade ediniz, sizi kemâl-i samimiyetle selamlayayım ve hakkımdaki tezahürattan dolayı teşekkür edeyim.
Muhterem arkadaşlar! Sizin efkârınızı, temayülâtınızı pek veciz bir suretle ifade eden belediye reisi beyefendinin sözlerini ikiye ayıracağım: Birincisi şahsıma ait iltifatlarınızdır. Buna arz-ı minnet ederim, ikinci cihet ki, en mühimi, en esaslısıdır. O da sizin terakki ve teceddiid yollarında atmakta olduğunuz hatvelerin manası, medlulüdür. Bunları da kemâl-i takdirle yadederim. Muhterem ahali! Bu noktada mucib-i mefharetimiz olan bir ciheti arz edeyim. Görülüyor ki, bizim kalbimiz, bizim fikrimiz tamamıyla sizin hissiyat, efkâr ve amalinize tetabuk(uygun gelme) etmektir. (Hay hay sesleri) Bu vesile ile tekrar etmek isterim. Bütün memleket, bütün cihan bilsin ki, Türkiye halkı rüesasıyla, müdiraniyle ve rüesa, müdiranı da halkıyla beraber aynı yolun yolcusu, hemfikir insanlardır.


“ŞİDDETLİ DARBELER İNSANIN İMANINI TAKVİYE EDER”
Aziz Manisalılar! Ben Manisa’yı yangınlar içinde harap ve türâb bir halde görmüştüm. Muhterem Manisalılar! Ben sizi zulmetten, ateşten, esaretten henüz kurtulduğunuz bir zamanda görmüştüm. Fakat o günkü halleri itiraf ederim, hakiki teessürle telakki etmedim. Gerçi siz zulüm ve taarruzun şiddetli darbelerinden henüz kurtulmuştunuz. Fakat ben emindim ki, bu kadar şiddetli darbeler insanların imanlarını takviye eder. İstidadı, cevheri olan bir millet öyle darbelerden mütenebbih(akıllanmış) olur. Maziye nisbeten atisini(geleceğini) daha çok parlak yapabilir. Muhterem arkadaşlar! Felaketler insanları, akılları başında olan milletleri daima azimkar hamlelere sevk eder ve işte siz de o hamleleri yapmaktasınız. Bugün mamuriyet itibarıyla gördüklerim bu hamlelerin çok bariz tezahürleridir. Arkadaşlar! Bugünkü teyakkuzlarınızın, azminizin çok az zamanda çok feyizli neticeler vereceğine emin olarak sizi tekrar hürmetle selamlarım.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *