Genetik geçişli değildir. Olguların tamamı HPV denilen bir virüs nedeniyle gelişir. HPV genellikle cinsel ilişki sırasında ciltten cilde temas yoluyla bulaşır. Serviks kanseri için en önemli risk faktörleri; erken yaşta cinsel aktiviteye başlamak, birden fazla cinsel partner sahibi olmak, sigara ve bağışıklık sisteminin baskılandığı durumlardır. Olgular çoğunlukla asemptomatiktir ve herhangi bir şikayetleri yoktur. Bu grup genellikle tarama testleriyle tanı almaktadır. İleri evrelerde ise hastalar anormal vajinal kanama, ilişki sonrasında kanama, kötü kokulu akıntı ve pelvik ağrı gibi şikayetler ile başvurmaktadır. HPV testi, Pap-smear testi ve gereğinde yapılan kolposkopi ve leep konizasyon gibi işlemler ile hastalığın önlenmesi ve erken tanı mümkündür. Serviks kanserinin önlenmesinin en etkili yolu HPV aşısıdır ve düzenli tarama testlerinin yapılmasıdır. 25 yaşının altında sadece Pap-smear testi, 25 yaş üzerinde ise HPV testi ve gerekirse Pap-smear ile tarama yapılmaktadır. HPV aşısı 11 yaşından itibaren kız ve erkek çocuklarına ve erişkinlere yapılabilir.
15 yaşından küçüklere 2 doz, 15 yaş ve üzerinde ise 3 doz, kas içine yapılması önerilmektedir. HPV ile enfekte olan bireylerin de aşılanması önerilmektedir. Hastalar tanı konulduktan sonra pelvik muayene ve görüntüleme ile değerlendirilir. Tek bir tedavi seçeneği yoktur. Erken evrede cerrahi ile tamamen tedavi edilebilmektedir. İleri evrede ise kemoterapi ve radyoterapi ile tedavi seçenekleri ön planda düşünülebilir. Sonuç olarak serviks kanseri aşı ve düzenli tarama ile önlenebilir bir hastalıktır. Tüm kadınlara yıllık jinekolojik muayene ve doktorunuzun önerdiği sıklıkta HPV ve Pap-smear testi ile tarama yaptırmasını ve pelvik ağrı ve anormal kanama gibi şikayetleri göz ardı etmemesini öneriyoruz. Unutmayalım ki "Erken tanı hayat kurtarır” dedi.
.jpeg)
HABER MERKEZİ
