Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendikalar kamu işveren tarafının toplu sözleşmede verdiği rakamı ve hakları yeterli bulmayarak bir günlük iş bırakma kararı aldı. Türkiye Kamu-Sen Manisa İl Temsilciliği de konu ile ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi. 15 Temmuz Meydanı’nda (Manolya Meydanı) gerçekleşen açıklamaya, Türkiye Kamu-Sen Manisa İl Temsilcisi Aydın Akagündüz, sendika temsilcileri ve çok sayıda kamu çalışanı katıldı. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde alınan kararların yanlış olduğunu vurgulayan Başkan Aydın Akagündüz, 2026 yılı için yüzde 88,6, 2027 yılı için yüzde 45,2 oranında zam talep ettiklerini ifade etti.
“MİLYONLARIN ALIN TERİ YOK SAYILIYOR”
Türkiye Kamu-Sen Manisa İl Temsilcisi Aydın Akagündüz, 4 milyon kamu çalışanı, 2 buçuk milyon emekli ve aileleriyle birlikte 25 milyon çalışanın yaşam mücadelesi için toplandıklarını dile getirdi. Aydın Akagündüz, “Bizler, emeğin, alın terinin ve kamu hizmetinin temsilcileriyiz. Hak aramak için buradayız, hakkımızı almak için buradayız, adalet için buradayız. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde kamu işveren tarafı bize ne teklif etti? 2026 yılı için taban aylığa bin TL; ek olarak yüzde 10+6, 2027 yılı için yüzde 4+4 soruyorum sizlere: Bu oranlar, mutfakta kaynayan tencerenin derdine derman olur mu? Çarşıda, pazarda, markette hızla artan fiyatlara karşı bir anlam ifade eder mi? Kiraların maaşları aştığı bir ülkede memura, emekliye nefes aldırır mı? Elbetteki hayır. Bu nedenle biz de bu teklife hayır diyoruz. Bu teklif ne memurun ne emeklinin sofrasına çare olur ne de yarasına merhem. Bu teklif, milyonların alın terini yok sayan bir tekliftir. O yüzden biz bu teklifi reddettik, bugün de meydanlarda yüksek sesle reddediyoruz. Ekonomik gerçekler ortada. Akaryakıta gelen zamlar, vergilerdeki ve cezalardaki artışlar, markette, pazarda uçan fiyatlar, zorunlu tüketim mallarındaki fahiş artışlar. Hepsi açıklanan enflasyonun çok üzerinde. Kiralar, memur maaşlarını ezip geçmiş durumda. Büyükşehirlerde ve kıyı bölgelerinde memur barınamıyor, görev yerleri boş kalıyor. Çünkü maaş ile kira yarışılamaz hale geldi. Daha dün öğrenci servislerine yüzde 30 zam yapıldı. Harcamalar katmer katmer artarken, maaşlar dirhem dirhem bile artmıyor. Bir gerçeğin altını özellikle çiziyoruz. Memur ve emekli maaşları bugün insanca yaşamaya yetmiyor. Maaşlar, her ay eriyor. Emeklilerimiz temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. İlave ek ödeme emekli maaşlarına yansıtılmazsa, bu mağduriyet önümüzdeki iki yılda daha da derinleşecek. Yoksulluk hem çalışanın hem de emeklinin kaçınılmaz kaderi haline gelecek. Kamuda aynı işi yapan, benzer eğitim düzeyine sahip ama farklı statüdeki çalışanlar arasında uçurumlar var. Getirilen bu teklif, bu adaletsizliği gidermiyor. Soruyoruz, bu mudur adalet? Bu mudur çalışma barışı? Biz adalet istiyoruz! Biz hakkaniyet istiyoruz. Biz, yangınlarla savaşan, hayatını tehlikeye atan ormancımızın, şehirlerimizin düzenini ve altyapısını ayakta tutan yerel hizmet emekçimizin, ülkemizin yollarını, köprülerini, tünellerini inşa eden imar ve ulaştırma çalışanımızın, barajlarımızı, fabrikalarımızı işleten, evlerimize ışık ve enerji taşıyan enerji personelimizin, toplumsal manevi değerlerimizi yaşatan diyanet görevlimizin, tarihimize, kültürümüze, sanatımıza sahip çıkan kültür ve sanat emekçimizin, tüm iletişimimizi sağlayan haberleşme çalışanlarımızın, kamu hizmetlerini yürüten büro personelimizin, sağlığımızı korumak için gece gündüz fedakârca çalışan sağlık personelimizin, geleceğimizi şekillendiren, yarınlarımızı inşa eden eğitim neferlerimizin kaygısız, huzurlu, güvenli bir çalışma hayatına kavuşmasını istiyoruz” diye konuştu.
“HAKKIMIZI ALMAK İÇİN BURADAYIZ”
Türkiye Yüzyılı misyonuna yakışan bir kamu düzeni istediklerini dile getiren Aydın Akagündüz, “Bu yüzden 2026 yılı için yüzde 88,6, 2027 yılı için yüzde 45,2 oranında zam talebimizi masaya koyduk. Ama bize gelen, hayattan kopuk, enflasyon hedefine sıkışmış, masa başında hesaplanmış bir teklif oldu. Aile yılındayız. Peki aileyi destekleyecek tek bir düzenleme var mı? Reel artış istedik. Refah payı var mı? Geçmiş kayıplarımızın telafisini talep ettik. Telafi var mı? 3600 ek gösterge sözü verildi. Çözüm var mı? Vergide adalet dedik. Yük hafifledi mi? Emekliye iyileştirme istedik. Karşılık var mı? Bayram ikramiyesi dedik. Duyan var mı? Yardımcı hizmetlilerin sorunları çözülsün dedik. Gören var mı? Bugün ülke genelinde iş bırakma eylemindeyiz. Hizmet üretmiyor, üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz. Bizler; her gün canla başla, fedakârca görevini eksiksiz yerine getiren, memleketin dört bir yanında devletini onurla temsil eden kamu çalışanlarıyız. Ancak bu ülkenin yükünü sırtlayan memurlar, hak ettiği ücreti alamıyor. Emeğimizin karşılığını alamadığımız için buradayız, hakkımızı almak için buradayız” şeklinde konuştu.
“TÜM MİLLETİN MÜCADELESİDİR”
Kamu işvereni, gerçekleşen enflasyonu, büyüme oranlarını, refah payını, artan yaşam maliyetlerini dikkate alarak yeni, gerçekçi ve kabul edilebilir bir teklif sunmalarını gerektiğini belirten Akagündüz, son olarak şunları söyledi: “Bunu yapmazsanız, önümüzdeki iki yılda memur ve emekliler geçinme acziyetine düşecek, ülkemizin en nitelikli insan gücü çaresizlik içinde bırakılacaktır. Kira yardımı, eş-çocuk yardımı, ısınma, ulaşım ve yemek ücreti gibi sosyal haklarda somut adımlar atılmalıdır. Maaşlar, hayali tahminlere göre değil; markette, pazarda, kirada yaşadığımız gerçeğe göre belirlenmelidir. Bize masa başı rakam değil, alın terimizin karşılığı olan rakam gerekiyor. Bu sadece memurun değil, tüm milletin mücadelesidir. Biz buradayız, hakkımızı almakta kararlıyız. Ülkemizin dört bir yanında, aldığımız karara uyarak memurun gücünü hatırlatan, hakkı ve alın teri için omuz omuza mücadelemize destek veren tüm kamu çalışanlarına; yaptığımız bu anlamlı eyleme sabır ve anlayış gösteren, bize yürekten destek olan vatandaşlarımıza en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Mücadelemiz memurun ortak mücadelesidir, kazandığımız her hak hepimizin ortak zaferi olacaktır.”HABER MERKEZİ


