Türkiye’nin dört bir yanında, özellikle de kırsal bölgelerde yol kenarlarında ve çalıların arasında kendiliğinden yetişen alıç, son yıllarda yeniden keşfedilen doğal bir hazine haline geldi. Herhangi bir bakım gerektirmeyen bu dikenli çalı meyvesi, doğanın sunduğu en saf ürünlerden biri olarak görülüyor. Köylüler, sabahın erken saatlerinde sırt çantalarını alıp dağ yamaçlarına çıkıyor; kimi zaman yol kenarındaki fundalıkların arasında, kimi zaman da dağ eteklerinde gizlenen bu meyveleri tek tek topluyor.
Hasat Zamanı Geldi, Fiyatlar Uçtu
Sonbahar, alıcın hasat dönemi olarak biliniyor. Eylül sonu ve ekim başında olgunlaşan meyveler, özellikle iç bölgelerde yoğun olarak toplanıyor. Bu yıl rekolte düşük olmasına rağmen talep oldukça yüksek. Pazarlarda kilosu 200 ila 600 TL arasında değişen fiyatlarla satılan alıç, aktarlarda ve online satış platformlarında da büyük ilgi görüyor. Bazı yörelerde reçel, sirke, marmelat ve hatta çay olarak değerlendirilen alıç, hem sofralara hem de eczanelere konu oluyor.

Faydaları Saymakla Bitmiyor
Uzmanlara göre alıç, kalp ve damar sağlığına olumlu etkisiyle tanınıyor. İçerdiği yüksek flavonoid ve antioksidan bileşenleri, kan dolaşımını düzenlemeye ve tansiyonu dengelemeye yardımcı oluyor.
- Bağışıklık sistemini güçlendiriyor,
- Sindirim sorunlarını hafifletiyor,
- Stresi azaltıyor ve rahatlama sağlıyor,
- Hücre yenilenmesini destekliyor.
Polonya’daki Gdańsk Üniversitesi’nden Fitoterapi Uzmanı Dr. Helena Borkowska, “Alıç, kalp sağlığını destekleyen en etkili doğal bitkilerden biridir. Özellikle düzenli tüketildiğinde damar esnekliğini artırır ve kan akışını dengeler” diyor.
Köylünün Gizli Gelir Kaynağı
Doğal olarak yetiştiği için hiçbir bakım ya da sulama gerektirmeyen alıç, köylüler için önemli bir gelir kapısına dönüşmüş durumda. Birçok üretici, topladığı meyveleri kurutup aktar ve pazar tezgâhlarında satarken, bazıları bunları alıç sirkesi, marmelatı veya tıbbi karışımlara dönüştürüyor. Üstelik bu doğal üretim, hem çevreye zarar vermiyor hem de kırsal ekonomiyi destekliyor.