Ara
Manisa Manşet Gazetesi Manisa Haberleri Tarih ve kültür hazinesi mesir ekonomiye kazandırılamıyor

Tarih ve kültür hazinesi mesir ekonomiye kazandırılamıyor

Manisa’nın en önemli tarihi ve kültürel değerlerinden biri olan ve adına yüzyıllardır festival düzenlenen Mesir Macunu, şifa dağıtan bir ürün olmasına karşın bir türlü ticari değer kazanamadı. Mesir Macunu, UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası listesinde yer alırken üretim ve görünürlük noktasında festival dışında ön plana çıkarılamıyor.

KAYNAK: HÜSAMETTİN EDEBALİ
Okunma Süresi: 4 dk

Merkez Efendi tarafından hazırlanan ve Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan’ın amansız hastalığına şifa olduğuna inanılan Mesir Macunu, yaklaşık 500 yıldır Manisa’nın en önemli kültürel miraslarından biri olarak kabul ediliyor.  Her sene Mesir Festivali için tonlarca hazırlanan ve Sultan Camii kubbesinden vatandaşlara saçılan macun, yılın geri kalanında şehirde nadiren gündeme geliyor. Sınırlı çeşitlerle günlük kullanım için üretimi devam eden mesir macunu, Manisa gastronomisinde yeterli değeri bulamıyor. 


DÜNYA TANIYOR AMA MANİSA’DA İLGİ GÖRMÜYOR
UNESCO’nun “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası” listesinde yer alan, Avrupa Birliği (AB) tarafından “Korumalı Coğrafi İşaret (PGI)” statüsü ile tescillen ve festival ile şehrin en büyük etkinliğine ev sahipliği yapan Mesir Macunu, Manisalıların gündelik yaşamında ise belirgin bir yer bulamıyor. 41 farklı baharat ve bitkiden üretilen geleneksel bir lezzet ve şifa kaynağı olarak kabul edilen Mesir Macunun varlığı binlerce kişinin katılımı ile yapılan festival dışında çoğunlukla fark edilmiyor. Mesir Macunu her ne kadar Avrupa Birliği tarafından coğrafi işaret statüsü ile tescillenmiş olsa da, yaygın bir şekilde tüketimi sağlanmazken ve sürekli üretim konusunda da çeşit sıkıntısı yaşanıyor.


TANITIM ÇABALARI YETERSİZ KALIYOR
Mesir Macununun son yıllarda etkin bir şekilde festivallerde ve yarışmalarda kullanılmaya başladığını söyleyen Manisa Gastronomi Derneği Başkanı Gizem Tarın “Türk Mutfağı Haftası'nda düzenlediğimiz etkinlikte mesir macununu yemeklerde kullanmaya başladık. Burada da sadece mesir macunu değil Manisa’nın üzümüyle, yaprağıyla, çileğiyle yemekler yaptık. Yani yemeklerin içinde de bu ürünleri kullandık.” dedi.


BİRÇOK YEMEKTE KULLANILABİLİR
Mesir Macununu gastronomiye ilk olarak tatlı şeklinde uyarladıklarını aktaran Tarın, “Mesir macunu daha çok baharatlı bir ürün olduğu için Osmanlı döneminde ilaç olarak kullanılmış. Bu ürünü biz yemeklerde nasıl kullanabiliriz, diye düşündüğümüzde ilk akla tatlı geliyordu. Biz de tatlı ile ilgili bir çalışma yaptık. Şu an mesir macunlu bir tatlımız var. Daha sonrasında mesir macunu baharatını perde pilavında kullandık. Tavuklu bir perde pilavı yaptık. Onun iç pilavı da biraz baharatlı olduğu için biz sadece mesir macunu baharatlarını kullanarak çok güzel bir lezzet bulduk. Aslında mesir macununu yemeklerde de kullanabileceğimiz algısını biraz daha ön plana çıkartmak istiyorduk. İki sene bu şekilde programlar yaptık.” ifadelerini kullandı.


MANİSALILARIN DA SORUMLULUĞU VAR
Mesir macununun yaygın hale gelememesinde Manisalı vatandaşların da sorumlu olduğunu aktaran Tarın, “Mesir macununun yaygın hale gelmesini sadece yerel yönetimlerle yapamayız. Halkın da bunu benimsemesi ve kullanması gerekiyor. Manisalı vatandaşların da sahip çıkması gerekiyor. Siz toplum olarak yani il olarak o ürünü çeşitlendirip kendi mutfağınıza sokmadığınız sürece istediğiniz kadar yarışmalarda zorunlu tutalım, Mesir Macunuyla yemekler yapalım bir faydası olmaz. Manisalıların kendi bu tarz yemekleri, baharatları kendi mutfağında denemesi ve lezzetinin de hoş olması, güzel olması gerekiyor ki bir satılabilirliği olsun. Bu yüzden mesir macununu ilk önce Manisa halkının kullanması, deneyimlemesi, bunu da paylaşması gerekiyor. İkinci olarak da bizim yerel lokantalarımız olsun, gastronomi tesislerimiz olsun mesir macununun menülerinde kullanmaları gerekiyor. Gastronomi tesislerinde, lokantalarda, restoranlarda olması için de bir talebin olması lazım. O talebi de halk yaratır. Yani halk talep yaratmadığı sürece, halk istemediği sürece siz onu satamazsınız. Satamayacağınız hiçbir ürünü de işletmeler menülerine koymazlar.” dedi.


GASTRONOMİK BİR ÜRÜNE DÖNÜŞTÜRÜLMELİ
Mesir Macunu festivalinin şenlikten ziyade gastronomi festivali şeklinde düzenlenmesi gerektiğini de aktaran Tarın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mesir Macunu Festivali 485 senedir düzenlenen bir festival. Biz bu festivali bir gastronomi festivali olarak yıllardır düzenleyip mesiri bir gastronomik ürün olarak ön plana çıkartmış olsaydık şu an bütün yemeklerin içinde işte tarçın, baharat olan yemeklerde aslında bir mesir macunu kullanımını arttırıyor olabilirdik. Ama biz hep Mesir Festivalini bir şenlik havasında kutladık. Siz uluslararası bir festival yapmak istiyorsanız illaki o gastronominin öncülüğünde yapılması gerekiyor diye düşünüyorum. Bir ili ya da bir ülkeyi tanıtmak için bence en güzel işbirliklerinden biri olur ve sizin festivalinizi bir anda uluslararası festival yapar. O yüzden biraz daha gastronomik ürün olarak bakılıp festivallerin buna göre düzenlenmesi gerekiyor.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *