İktidar partisi ya da ana muhalefet partisi çatısı altında siyaset yapmak, çoğu zaman daha rahat koşulları beraberinde getirir. Maddi olanaklar, medya erişimi, tanınırlık ve karar alma süreçlerine yakınlık gibi birçok avantaj, bu siyasi yapılarda görev alan isimlerin işini kolaylaştırır. Elbette ki bu partilerde görev almak da büyük sorumluluk ve beklentileri beraberinde getirir. Ancak kıyas yapıldığında, oy oranı daha düşük partilerde siyaset yapan isimlerin çabası, özverisi ve sahadaki emeği çoğu zaman görünmez kalıyor. Bu noktada, Manisa özelinde birkaç ismi anmadan geçmek istemem. Genç yaşına rağmen Anahtar Parti’nin Manisa İl Başkanlığı görevini üstlenen Şakir Can Dinç, siyasetin sadece büyük salonlarda, kürsülerde yapılmadığını gösteren isimlerden biri. Henüz yeni kurulmuş bir partide, sıfırdan örgütlenmek, halkın güvenini kazanmak ve her fırsatta sahada olmak ciddi bir irade ister. Dinç’in sadece şehir merkezinde değil, en uzak köylerde bile vatandaşla buluşması, muhtarların sorunlarını dinleyip gerekli yerlere iletmesi bu çabanın açık göstergesidir. Yine Yeniden Refah Partisi (YRP) cephesinde Şehzadeler İlçe Başkanı İbrahim Şahin ve İl Başkan Yardımcısı Enes İzci, sahaya inen, vatandaşın yanında olan örnek siyasetçiler olarak dikkat çekiyor. Partilerine yönelik zaman zaman gelen eleştirileri bir kenara bırakıp, pazardan kahvehanelere, düğünden cenazeye kadar Manisa’nın dört bir yanındaki etkinliklerde yer almaları, seçmenle birebir temas kurmaları, bu işi gönülden yaptıklarının göstergesi. Genç yaşına rağmen Enes İzci’nin hem il düzeyinde hem de genel merkezde aktif görev üstlenmesi, siyasi bir vizyonun da işareti. Doğruya doğru, bu tarz partilerde siyaset yapmak kolay değil. Devasa bütçeleriniz, büyük kampanyalarınız, etkili medya gücünüz yoksa tek dayanağınız inancınız ve emeğiniz olur. O yüzden bu çabaların görülmesi gerektiğini düşünüyorum. Buradan kimseyi parlatma ya da gaz vermek niyetinde değilim, sadece hakkın teslim edilmesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü herkes bilir ki bazı siyasetçileri ancak seçimden seçime görürsünüz. Hatta bazılarını seçimde dahi göremezsiniz.
Kimse de kendini dev aynasında görmesin. Daha geçen seçimlerde hem Cumhur hem Millet ittifakları, bu partilerin desteğini almak için ne vaatler verdiler, ne kulisler yürüttüler, hepimiz biliyoruz. O nedenle siyasi kariyerini sadece genel başkanının ismine, ya da partinin logosuna yaslayanların işi kolay olmayacak. Seçmen artık sahada kimin olduğunu, kimin olmadığını çok net görüyor. Halkla bağ kuramayan, vatandaşa kulak vermeyen siyasiler için önümüzdeki seçim sürecinin çok kolay geçmeyeceği açık.
Yazımı bitirmeden önce geçtiğimiz hafta yerel basın olarak yaşadığımız bir kırgınlığı da dile getirmek isterim. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar geçtiğimiz günlerde Manisa ve İzmir’de birtakım temaslarda bulundu. Ne yazık ki programlarının çoğu basına kapalıydı. Buna alıştık artık. Ama alışamadığımız hatta kabul edemediğimiz bir şey var, Soma Termik Santrali gibi ilçenin geleceğini doğrudan ilgilendiren bir konuda yapılan toplantıya, Soma’daki yerel basının davet edilmemesi. O açıklama Soma halkını doğrudan ilgilendiriyordu. Konu sadece teknik ya da ulusal bir mesele olsaydı, belki bir nebze anlayabilirdik. Ama burada söz konusu olan şey binlerce insanın geçimiyle, sağlığıyla, beklentileriyle doğrudan ilişkili bir gündemdi. Yerel basının dışarda bırakılması, sadece gazetecileri değil, aslında Soma halkını dışarda bırakmaktır. Yerel basın mensupları olarak, halk adına orada olmayı ve gelişmeleri birinci elden aktarmayı görev sayıyoruz. Karar alıcıların da bu hassasiyeti gözeterek, özellikle kamuoyunu yakından ilgilendiren konularda daha kapsayıcı bir yaklaşım sergilemelerini bekliyoruz.

Okunma Süresi: 3 dk

Aylık 130 bin liraya çalışacak çoban bulamıyor
#Genel / 07 Eylül 2025

CHP'de hareketli anlar
#Genel / 07 Eylül 2025
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *