Manisa
09 May, 2024, Thursday
  • DOLAR
    32.24
  • EURO
    34.86
  • ALTIN
    2421.9
  • BIST
    10269.93
  • BTC
    61811.6$

Bilgi kaynağımız ne ise biz O’yuz

26 November 2023, Sunday 22:46

De ki: “Bilenler ile bilmeyenler, hiç bir olur mu? Hiç şüphesiz ancak akıl sahipleri (bunu) idrak edip anlar.” (Zümer suresi,9.ayet)  Elbette olmaz. Bilmek ile bilmemek arasındaki hayati farkı ortaya koyan bu kaideye uyanların başarılı, uymayanların da zararda olduğu aşikâr.

Bilmenin kaynağı; Kuran’ın da ilk ayetiyle belirtilir; Oku… Mevlânâ Mesnevi’ye bilmenin diğer kaynağına işaret ederek başlar; Dinle… Bu ikisinin bileşeninde bilginin şah damarı şekillenir; bildiğini hayata geçir.

Yunus Emre derki “İlim ilim bilmektir / İlim kendin bilmektir” ancak “Sen kendini bilmezsin / Ya nice okumaktır.”

Cehaleti böylesine yıkıcı yapan, bilgiye olan açık ara mesafedir. Cehalet aslında giderilebilir bir kusurdur. Ancak öncelikle cahil olduğunu kabul ederek işe başlamalı insan. Ve insana en zor gelen; “bilmiyorum” demektir.

Akla rütbe olarak yaşı değil bilgiyi alırsak, hangi sosyal kademede olursak olalım, her şeyden, herkesten öğrenebiliriz.

Burada ayırt edici olan; neyi bilmek gerektiğidir. Kuru bilgi, hafızaya yük, akla ziyan getirir. Bildiğini; değer üretmeye yöneltmeli, halini güzelleştirmeye odaklamalı insan.

Bu yüzdendir ki bilen insan ile bizden insan ayırtında tercih daima; bilenden yana olmalıdır. Eğer bizden insan diye kararlarına bilen insanı katmaz isen, işin sonu daima hüsran olacaktır. 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.