VÜCUDUNUZDAN    KOLİN   EKSİK  OLMASIN

Kolin son yıllarda adını duyuran vücudumuz için esansiyel  olarak nitelendirdiğimiz yani olmazsa olmaz  bir  besin ögesidir diyebiliriz. Niçin bu kadar önemli olduğunu vücuttaki işlevlerini okuyunca daha iyi anlayacaksınız…

Herhangi bir vitamin yada mineral grubunda sınıflandırılamayan kolin suda çözünebilen organik bir yapıdır. Esansiyel (vazgeçilmez) olmasının nedeni ise karaciğerimizde az miktarda sentezleniyor olması nedeniyledir. Dolayısıyla  vücudumuz  için gerekli bir madde olan kolinin büyük kısmını   beslenme yoluyla almak durumundayız.

Kolin; vücutta “asetilkolin” olarak adlandırılan bileşiğin öncü maddesidir. Asetilkolin ise  kas kasılması, hafıza, hücreler arası iletişim ve yağ transportu gibi önemli işlevlerden sorumludur. Kolinin eksikliğinde beyin sağlıklı gelişemez, sinir sistemi, kaslar ve metabolizma düzgün çalışamaz, karaciğer işlevleri aksaklığa uğrar.

Hücre zarlarının  yapı taşı olan fosfotidilkolinin yapımında  da  önemli görevi olan kolin bu sayede hücrelerin yapısal olarak bütünlüğünü de korur. Vücutta yağların taşınması ve metabolize olmasını sağlayan maddenin yapımında yer alan kolinin eksikliğinde karaciğerde yağ  birikmesi  olur. Yağlı bir karaciğer işlevlerini düzgün yerine getiremez.

Bunlarla birlikte özellikle gebelik döneminde anne karnındaki bebeğin beyin ve sinir  sistemi gelişimi için oldukça önemli  ve gereklidir. B12, folat gibi vitaminler ve Kolin DNA  sentezinin gerçekleşmesinde rol alırlar.

Vücutta kolin eksikliği yaşanmamasının yolu kolin bakımından zengin besin kaynaklarını günlük beslenme pogramımızda dengeli olarak bulundurmaktan geçer. Kolin bakımından zengin başlıca besin kaynakları ise şunlardır; Dana, Tavuk gibi hayvanların ciğeri, Dana Böbreği, Yumurta (özellikle sarısı iyi bir kaynak), Somon Balığı, Brokoli, Kanabahar, Brüksel Lahanası, Soya Ürünleri, Nohut, Yeşil Mercimek, Havuç, Mantar, Kinoa, Fındık, Badem, Ceviz, Chia ve Keten Tohumu, Süt ve  Süt Ürünleri.

Sağlıkla kalın…