Vali mi istersiniz, büyükşehir belediye başkanı mı?

Büyükşehir yasası ülkemiz için ne getirdi yahut ne götürdü

Büyükşehir Belediyeleri ilgili yasanın çıkmasının ardından Manisa gibi birçok il aynı anda bütün şehir statüsüne kavuştu. Yani BÜTÜN ŞEHİR…

İstanbul ve Kocaeli örneğinin ardından Türkiye’de gerçekleşen büyükşehirler artık bütün şehir statüsü içerisinde yer alarak merkez ilçeler kalktı ve bir bütün oldu. Getirisi götürüsü çok tartışılan bu gelişme zaman içerisinde sıkıntıları da beraberinde getirdi. Merkezden yatırımların yerele kaydırılması öncelikli olan bu büyükşehir mevzusu bu kez il merkezlerinde bulunan büyükşehir başkanlarının inisiyatifine kaldı. Bu kez ilçe belediye başkanları muzdarip oldu ve seçmenine kendini anlatmakta zorlanmaya başladı.

Büyükşehir belediye başkanının lütfüne kalan ilçe belediye başkanları bulundukları yere yatırım yapmak için adeta ticari cambazlığa, para kazanma tekniklerine, arsa, arazi satışlarından elde edilecek gelire, ektikleri buğday, üzüm, domates ya da dikili ağaçlardan alınan meyvelerden elde edilen gelirle ilçelerine hizmet etmek durumunda kaldılar.

Bunun acısını çeken ilçe belediye başkanlarına sordun mu resmen ağlamaklı konuşuyorlar. İktidar olup olmamakla ilgili değil bu konu. Aydın’da, Diyarbakır’da Eskişehir’de muhalefet partisi belediye başkanı olunca ilçe belediyeleri AK Parti’den de olsa bu mağduriyeti yaşadılar.

Yani herkes incindi.

Büyükşehir belediye başkanları farklı partiden olunca ilçelerde ki koordinatörler bile büyükşehir belediye başkanı kimi istiyorsa onu atadı ve ilçe belediye başkanlarının hükmü bir anda zayıfladı.

Düşünsenize seçimlerde rakibin olan başkan adayı, kazanmana rağmen bulunduğun ilçe de büyükşehir belediye başkanlığı koordinatörü ise karizman bir anda sıfır. Belediye binasının hemen önünde büyükşehir belediyesinin ilçe koordinasyon binası var. Allah korusun kabus gibi.

Sana oy veren yahut seçilmen için çalışan muhtar ilçe belediye başkanı makamına gitmek yerine büyükşehir koordinatörüne gidiyor. Ya diyorum size kabus gibiiiiiii. Bunu en iyi ilçe belediye başkanları anlar.

Tabi birde bu yasanını vali tarafı var ki onu en iyi hiçbir işe yaramayacak duruma gelen valiler bilir. Düşünsene valisin koca şehirde bir köye gittin. Köylü senden bir şey isteyecek ve yapacak durumda, emir verecek durumda değilsin. Eyvah eyvahhhhhh. Valla bu duruma düşmek istemem.

Çünküüüüüü…

Manisa’da yaşandı bu mevzu. Erdoğan Bektaş Manisa Valisi iken bir köye gitti ve köylüler yol, su gibi talepte bulunmazlar mı?

Valla bulundular. Keşke de bulunmaz olaydılar.

Vali Erdoğan Bektaş o dönem Belediye Başkanı Cengiz Ergün ittifak yok ve MHP’li başkannnnnn.

Peki ne oldu?

Vali Bektaş kalktı hemşeri ayağına genel sekreter Halil Memiş’i aradı. Valla aradığına pişman oldu biliyor musunuz?

Halil Memiş, Belediye Başkanı Cengiz Ergün’den habersiz valinin köyde verdiği sözü yerine getirsin diye uğraşır mı? Elbette dikkate bile almaz.

Ve aynen şöyle dedi:

“ Tamam Sayın Valim biz hallederiz.”

Peki hal çaresine bakıldı mı?

Valla komik gelecek ama gerisini bende bilmiyorum.

Yani büyükşehir olduktan sonra bu tür illerde valilerin bir önemi kalmadı. Daire müdürleri bağlı arada il koordinasyon toplantısı yapılır orda birkaç sunum yapılır ve bir ilde koskoca bir göl kaderine terk edilir kurur gider koca göl, elde var kocaman bir vali ve sıfır.

Valiler artık sicil amiri görevini yaparken, okullarda yazın tatil sonrası hangi okulun yemekhanesi, hangi okulun duvarlarının boyası, hangi okulda eğitim ve öğretim hazırlığı var bilmeleri ve takip etmeleri zor. Makama gelecek birkaç imzaya bakacak olan valiler ancak ve ancak bayramlarda ortaya çıkacak duruma geliyorlar.

Hala okullarda taşımalı sistemden dolayı sorun ve sıkıntılar devam ederken mevcut eğitim sendikaları üye kaydı ile uğraşmaktan eğitimin sorunlarına eğilemez duruma geldiler. Hal böyle iken valinin de haberi olamıyor çünkü ilgilenecek ve basına taşıyacak kimse kalmıyor. Eğitim sendikaları, milli eğitim, valilik, eğitim kurumlarının içinde bulunduğu mevcut durum birkaç müfettişin inisiyatifinde devam edip gidiyor. Okullarda toplanan paralar, velilerden alınan bağışlar, sınıfta öğretmene kafa tutan ilk okul mezunu sınıf anneleri yani eğitim ve öğretim yine bu yıl gazetelerin manşetinde EĞİTİM DÖNEMİ SANCILI BAŞLADI haberiyle açılacak.

Tekrar gelelim büyükşehir konusuna:

Bu yasanın yeniden değişeceği çıktığı gün konuşulmaya başlansa da artık hem muhalefet hem de iktidarın işine gelince değişikliğe gerek kalmadı.

Yani ayak kokuyorsa çorap değiştirmek sorun çözmüyor.

Yerel seçimlerin yapılacağı tarihe kısa bir süre kaldı. Büyükşehir Belediye Başkanlarının krallığı gölgesinde yapılacak olan bu seçimler bazı illerde el değiştirebilir ancak çorabın değişmesinden ibaret olmaktan öteye gitmeyecek çünkü ayak kokuyor ayak.

Bu cümle öyle ağır falan algılanmasın sistem böyle çünkü. Şimdi yeni bir vali gelecek. Hoş geldin ziyaretine gidenler şu mesajı verecek:

Özellikle ilk vali ziyaretinde bulunanlar: Bu şehrin ekabir takımı biziz.

İleri günlerde vali ziyareti yapanlar: Bak bizde bu şehirde söz sahibi sayılırız.

15 gün sonra valiye hoş geldine gidenler: Bizi dikkate al teşkilatın adamıyız.

Bir ay sonra ziyarete gidenlere de vali içinden lannnnnnn siz neye geldiniz.

Üç ay sonra valiye hoş geldine gidenler ise valinin tayininin başka şehre çıktığından haberleri bile yoktur. 

Yani bu büyük şehir yasayı ülkeye çok şey getirmiş gibi göründü ama çok şey götürdü.

Şimdi buraya dikkat çekelim.

Bakın hala Manisa’nın Akhisar girişi sayılan otogarın olduğu yere kavşak yapılamadı. Bu şehrin hala içme suyu barajına ihtiyacı var. Bu şehre hala bir teleferik yapılamadı. Bu şehrin büyükşehir olmasına rağmen hala ilçelerden gelen belediye ve halk otobüsleri otogara sokulup para alınıyor. Hala bu şehrin hiçbir yerinde raylı sistem taşımacılık yok. Hala bu şehirde göller, dereler, çaylar kuruyor ve önlem alınamıyor. Hala bu şehrin markası yok. Hala bu şehrin ekonomik lokomotifi yok. Bu şehrin orman yangınlarından kaynaklanan önlemler yüzünden yazın piknik yapacak alanları yok. Huzurevleri şehrin orta yerinde gürültünün içinde. Trafiği keşmekeş ve çözülemedi. İmar sorunu ve planı işi çözülemedi. Düğün konvoyları trafiği aksatmasın diye yasaklanamıyor.  Akhisar Gördes arasında ki yol artık ticari olarak kaldırmıyor. İlçelerin büyüklüğüne göre strateji üretilemiyor. Bazı ilçeler adeta köyden ilçeye dönüşemedi.

Daha daha daha….

Yani Manisa da diğer büyükşehir belediyeleri gibi vali ile büyükşehir belediye başkanı arasında sıkışıp kaldı.

Ve daha milletvekillerinin bu mevzunun içinde ki durumlarına değinmedik. O derece yani.