Manisa
27 April, 2024, Saturday
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    62933.853$

Ahlaki sorunlarımızı nasıl çözebiliriz?

28 March 2024, Thursday 12:25

Toplum olarak telafisi kolay sorunları tartışmaktan, telafisi zor sorunları tartışmaya vakit bulamıyoruz. Belki de bu sorunları görmek istemiyor, görsek de kabullenmekte zorlanıyoruz…

Bir ahlak erozyonuna tutulmuş haldeyiz ve dipsiz bir çukura doğru yuvarlanıyoruz. Bizi ‘biz’ yapan değerlerimizi günden güne kaybediyor, tamamı bu yozlaşmadan beslenen nice sorunla boğuşmaya çalışıyoruz…

Medeni dünya bunca gelişmişliği ‘ahlaklı toplum’ üzerine inşa etmeye çalışırken, biz dini ve milli temellerimizi oluşturan bu kavramdan hızla uzaklaşıyoruz…

Bir hadisi şerifte din ‘güzel ahlak’ olarak özetlenirken bizler dini hep şekle indirgiyor ve sadece namaz kılıp oruç tutunca cennete gideceğimizi sanıyoruz! Çünkü aslında namaz ve oruç gibi ibadetler; dürüst olmayı, temiz olmayı, çalışkan olmayı, adil olmayı, saygı ve sevgi duygularıyla besli olmayı bünyesinde barındıran ‘ahlaklı olmak’tan daha kolay!

Şimdi şapkalarımızı önümüze koyup da düşünelim; hangimiz ne kadar dürüstüz, ne kadar adiliz, kul hakkına ne kadar duyarlıyız, çevremize karşı ne kadar saygılıyız, ne kadar şefkatli ve merhametliyiz, herkesin hak ve hukukuna ne kadar riayet ediyoruz?

Aslında sorunun daha da temeline indiğimizde hiç birimizin ‘ahlak’ konusunda burnumuzdan kıl aldırmadığı gerçeğiyle de karşılaşıyoruz. Yani her birimiz sorunun genel halini kabulleniyor ama nedense kendimizi bu konuda aklıyoruz. Aynaya dönüp bakacak kadar dürüst de değiliz…

Herkesin kendiyle hesaplaşması ve kendine çeki düzen vermesiyle bir şeylerin çözülmesi mümkün olabilir. 100 insana ‘Ahlaklı bir insan mısınız?” diye sorulduğunda çok büyük bir bölümümüz ‘evet’ diye cevap verecektir. Peki o zaman tamamı ahlak eksikliğinden kaynaklanan bunca sorun nereden, nasıl ve kimden kaynaklanıyor?

Sonuç olarak ahlaki sorunlarımızı çözmekten önce bu sorunları çözebilecek yeteneğe ulaşmamız gerekiyor. Bu da uzun yıllar devam edecek kararlı bir toplumsal dirençle mümkün olabilir…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.