BEYNİNİZİ BESLEMEYİ İHMAL ETMEYİN…
27 January 2024, Saturday 12:24
Beslenmenin günümüzde artık karın doyurmaktan çok öte bir eylem olduğu bilinmektedir. Makro (karbonhidrat, protein, yağ) ve mikro (vitamin, mineral ve diğer bileşenler) besin ögelerini vücudumuza alarak tüm hücrelerimizin beslenmesini sağladığımız gibi beynimizin beslenmesi de hayati derecede önemlidir. Bu beslenme daha anne karnından başlar, çocukluk, yetişkinlik dönemi derken yaşlılıkta ayrı bir önem kazanır.
Beynimizin enerji kaynağı olan oksijen ve glikoz (şeker) dolaşım sistemimizdeki kan ile beyne taşınır. Elbette burada söz edilen çay şekeri olmayıp kompleks besinlerden (tam tahıllar, kurubaklagiller, bezelye gibi) doğal yollarla alınan şekerdir ve yeteri miktarda tüketilmelidir. Dolayısıyla beynimizin beslenmesi kan aracılığı ile taşınan besin maddeleri ile gerçekleşir. Beyin sağlığında özellikle anne adaylarının ve yaşlılık dönemine doğru ilerleyen yetişkinlerin dikkat etmesi gereken başlıca besin ögesi folik asittir.Besinler arasında fasulye, bezelye, ıspanak, brokoli, kara lahana, şalgam, marul, roka, maydanoz gibi koyu yeşil yapraklılar ile limon, portakal ve greyfurt gibi narenciyeler folik asit bakımından kıymetlidir.
Eksikliğinde beynin emirlerini uygulayan sinir sisteminde çeşitli hasarlar oluşturabilen B grubu vitaminler içeren et, balık, yağsız süt, yoğurt gibi hayvansal kaynaklı besinleri tüketmek beyin sağlığı için gereklidir. Beyin fonksiyonlarında yaşla birlikte gelen gerilemeyi yavaşlatmanın bir yolu E vitamininden zengin olan havuç, ıspanak, çilek, domates ve koyu yeşil yapraklı sebzelerde, yer fıstığı, fındık, kaju,ay çekirdeği, susam, keten tohumu gibi besinlere tüketimine beslenmede yeterince yer verilmelidir.
Başlıca beyin sağlığını koruyan besinlerin yanında son günlerde daha bilimsel açıklamaların içinde yer aldığı üç besin grubundan bahsetmek isterim ki beslenmenizden eksik etmeyerek kendinizi nörolojik hastalıklara karşı daha iyi koruyabilirsiniz. Bunlardan bir tanesi hepimizin sıkça duyduğu ceviz (özellikle yeni kırılmış), ikincisi ahududu veya türevleri ki (böğürtlen, kurt üzümü, yaban mersini, bunlara çalı meyveleri de denilir.) üçüncüsü ise tam şuan mevsimi olan nar meyvesidir. Cevizi omega - 3 yağ asitleri bakımından biliyor olmamıza karşın diğer 3 besinle ortak özellikleri ise içeriklerinde yoğun ellagic asit (ellajik asit) bulunduruyor olmalarıdır. Flavonoid olan ellagic asit bağırsataki bir grup bakteri tarafından Ürilitin - a maddesine dönüştürülür. Bu maddenin ise hücre içerisinde çok önemli olan mitokondrilerin eskimiş, yıpranmış veya fonksiyonlarını kaybetmiş olanlarının otomatik olarak ölümünü (apoptoz) sağlayıp yenilerinin gelmesine olanak sağlamasıdır. Bu sayede Alzhemier, Parkinson, Demans gibi nörodejenaratif hastalıklardan korunmanın yanı sıra aynı zamanda iskelet ve kalp kaslarınızın sağlığına da katkı sağlayabilirsiniz.
Sağlıkla kalın…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.