Manisa
09 May, 2024, Thursday
  • DOLAR
    32.34
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2400.1
  • BIST
    10247.75
  • BTC
    61430.25$

Bilmek...

31 March 2022, Thursday 11:40

Çok sevdiğim bir söz var; ‘Şükreden insan Rabbini bilir. Rabbini bilen insan haddini bilir.’

Allah Teala insana bazen şifa bulmanın sevincini yaşaması için hastalık verir. Bazen de kurtulmanın zevkine ermesi için üzerine musibet yağdırır. Duvarın arkasını görmekten aciz bizlerin şer gördüğü nice meselenin sonu hayır olmadı mı?...

İnsan her şeyden önce kendini bilmeli, nerden geldiğini, nasıl geldiğini,    görevinin ne olduğunu ve nereye gideceğini.. Eğer bunları sorgularda kendini bulursa Rabbini bulur. Rabbini bulan insan o mutlak kudreti bilir, kendini ve haddini bilir. Haddini bilen ise sevgi bilir, saygı bilir, şefkat, merhamet ve hak bilir. Demek ki her şey önce bilmekten geçiyor ama kendini...

Kendini bilmek, Allah-ü Teâlâ'yı bilmenin anahtarıdır...

Bil ki, geçmiş peygamberlerin kitaplarında, insana hitap eden şu söz meşhurdur: «Ey insan! Rabbini tanımak için kendini tanı.» Hadislerde ve eserlerde geldi ki: «Kendini bilen, Rabbini bilir.»

İnsanın kendisi bir aynadır, ona bakan, Hakkı görür! Birçok insan kendine bakar fakat Hakkı göremez. O hâlde kendini bilmek için, Allah-ü Teâlâ'yı bilmeye hangi yolun vesile olduğunu öğrenmek lâzımdır.

İnsanın, her bir parçasında hikmetler, faydalar vardır. Bir kimse bu hikmetleri ne kadar çok bilirse, Allah-ü Teâlâ’nın ilminin azametine hayranlığı o kadar çok olur.

İnsan kendi ihtiyaçlarına, önce yemeye, giymeye  bakınca ve yenecek şeylerin yağmura, rüzgâra, buluta, sıcağa ve soğuğa muhtaç olduğuna dikkat edince, onu salâha kavuşturacak sanatlara ve sanat için lâzım olan demir, tahta, bakır, pirinç ve diğer âletlere ve bu aletlerin nasıl yapıldığına dair bilgilere bakar.

Sonra bütün bu yaratılan ve yapılanlardaki şeklin tamamlığına ve güzelliğinin mükemmeliyetine bakar. Her birinden o kadar çeşitler bulunur ki, eğer yaratılmış olmasalardı, kimsenin hatırına gelmeyeceklerine, istenemeyeceklerine dikkat ederse, istenmeyen ve bilinmeyen bu şeylerin Allah'ın lütuf ve merhametiyle olduğunu görür.

Peygamber Efendimiz (sav.) buyurdu ki: Allahü Teâlâ'nın kullarına, şefkati, bir annenin süt emzirdiği çocuğuna şefkatinden daha çoktur.

O hâlde, kendi zâtının zuhurundan, Allahü Teâlâ’nın zâtını görür. Kendi inceliği, parçalı ve âzalarının çokluğundan; Hakkın kudretini, kemâlini görür. Etrafındaki şaşılacak hikmetler ve faydalarda, Hakkın ilminin kemâlini görür.

Zaruri olarak, yahut ihtiyaç olarak, yahut, iyilik ve güzellik için olanların hepsinin kendinde yaratıldığını ve bir arada bulunduğunu anlayınca, Allah-ü Teâlâ'nın lütuf ve rahmetini görür, işte bunun için kendini tanımak, Allah-ü Teâlâ'yı bilmenin anahtarı olur.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.