Manisa
09 May, 2024, Thursday
  • DOLAR
    32.29
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2395.8
  • BIST
    10247.75
  • BTC
    61658.62$

Gazetecilerin günahı…

15 January 2024, Monday 11:04


Gazetecilik insanoğlunun ‘merak’ duygusunun bir göstergesi olarak yüzlerce yıldır profesyonel şekilde yapılan ve her geçen gün daha da önem kazanan bir meslek.
Avrupa’da matbaanın icadı ve sonrasında sanayileşme ile birlikte gazeteciliğin gücü hissedilmiş, nice önemli sürece gazeteciler düşünceleri ve eylemleriyle yön vermiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemine denk gelen Türk basın tarihinin başlangıcından bu yana da neredeyse 200 yıl geçti. Osmanlı’nın batı görmüş, vizyon sahibi genç ve nitelikli çocuklarından oluşan ilk gazeteciler, yok olmuş bir imparatorluktan gencecik bir Cumhuriyet’i kuran idealist neslin de öncüsü.
Cumhuriyet tarihi boyunca kimi zaman tamamen baskı altında kalan, kimi zaman ise olmaması gerektiği halde birinci güç haline gelen basın; ne yazık ki gerçek rolünü hiçbir zaman doğru şekilde yerine getiremedi.
Bu durumun tabii ki ülkeyi yöneten iktidarlarla ilgisi olduğu gibi, önemli oranda sebebi gazete patronları ve bizzat bu işi yapan gazetecilerdir.
Gazetecilik sektörünün gerekli otokontrolü yapamaması ve gazete patronlarının gazeteciliği genelde bir paravan olarak kullanması, beraberinde gazetecilik mesleğinin ve gazetecilerin itibarının bu ülkede hep tartışmalı olmasını getirmiştir.
Bu nedenle çıkıp da “Basın özgürlüğü yok, gazetecilik yapamıyoruz” diye feryat eden gazetecilerin öncelikle kendi sorunlarını, kendi çelişkilerini çözmeleri gerekiyor.
Örneğin her sektörde sendikalaşma çalışmalarının sözcülüğünü yapan, ezilen işçi kesimlerini gündeme getiren veya toplumdaki birçok soruna ayna olmaya çalışan gazete yöneticileri, iş gazetecilik sektöründe yaşanan sorunlara geldiğinde derin bir sessizliğe gömülür.
Bu nedenledir ki sendikalaşma çabasında bulunan veya hak arayışına giren gazeteciler de diğer özel sektör çalışanları gibi çoğunlukla kapı önüne konur. Bu sahnelerin yaşanmasına ses çıkarmayan kelli felli gazeteciler, çoğu kez bu işlemlerin icrası için gerekli imzaları da atan yöneticilerdir!
Bunları neden yazma ihtiyacı hissettim? Geçen hafta 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutladık. Ne yazık ki Türkiye’de çalışandan çok çalışamayan gazeteci var. Çalışamayan gazetecilerin günahının büyük bölümü, kendi koltuğunu korumak uğruna nice gazetecinin çalışamamasına direkt veya dolaylı olarak göz yuman meslektaşlarının boynunda…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.