GEBELİKTE   BİTKİ  ÇAYI  TÜKETİMİNE DİKKAT 

Bilindiği üzere sıvı tüketimi yaşamımızın her döneminde vücudumuz için en önemli gereksinimdir. Özellikle de kadınların gebelik döneminde sıvı tüketimi ayrıca önem kazanmaktadır. Anne adayları ise bu sıvı ihtiyacını daha çok  su yerine bitki çayları ve  meyve suları gibi sıvılardan karşılamaya meyillidirler. Özellikle kış aylarına denk gelen gebeliklerde bitki çayı kullanımında artış gözlenebilmektedir. İlk çağlardan bugünümüze bitkilerin şifasına inanılmakta, bitki ve özlerinden elde edilen ürünler (tablet, çay gibi) kullanılmaktadır. Fizyolojik ve psikolojik birçok değişikliğin görüldüğü gebelik döneminde çeşitli semptom veya rahatsızlık yaratan durumların giderilmesinde bitkisel ürünler kullanılabilmektedir. Ancak  gebelikte bitkisel ürün kullanımının güvenliliği ve etkilerine ilişkin çalışmalar bulunmasına karşın, henüz fikir birliğine varılamamıştır.Belli başlı bazı bitkisel çayların içinde bulunan etken maddeler özellikle çocuklarda ve hamile kadınlarda sorunlara neden olabilmektedir.Eczaneden alınan ilaçların içerdikleri etken maddelerin her biri ve miktarları net olarak bilindiği halde bitkisel çaylar birden fazla etken madde içerebilmekte ve etken madde miktarının net olarak bilinmemektedir.Gebelikte kullanılan bitkisel ürünlerin fetal mortalite (ölüm oranı ) ve morbidite (hastalık oranı) risklerini artırabilmektedir.Henüz bilimsel açıdan güvenilirliği kanıtlanmamış bitkisel ürün kullanımını önlemek için özellikle bu alanda uzmanlaşmış sağlık profesyonellerinin danışmanlık hizmeti alınması gerekmektedir.

Gebelik döneminde güvenle  en çok kullanılan ;
Ihlamur; Nezle, soğuk algınlığı gibi üst solunum yolu hastalıklarının semptomlarını azaltır. Yatıştırıcı ve ateş düşürücü etkisi vardır.
Kuşburnu ve Elma çayı; İçerdikleri c vitamini sayesinde vücudun bağışıklığını arttırır ve enfeksiyonlara  karşı koruyucu etkisi vardır.
Rezene; Mide bulantısını yatıştırıcı ve sakinleştirici etkileri vardır.
Melisa çayı; Değişen hormonal dengelerin gerdiği sinirleri gevşetir,uykuya geçişi kolaylaştırır.
Taze zencefil çayı; Kusma ve bulantı şikayetlerini   hafifletir.
Nane çayı; Vücut direncini artırır, bağırsakları rahatlatır ve  gaz  şikayetlerini hafifletir.
Bu sayılanlarda günlük miktar iki fincanı aşmadığı sürece sorun yok gibi görünmektedir ancak yine de doktorunuza danışmadan tüketilmemelidir. 
Halbuki ismi masum gözüken ve aşina olduğumuz çeşitli bitki çayları, örneğin adaçayı, sinameki, fesleğen, keten tohumu, ahududu çayı gibi çaylar sıkça tüketildiğinde düşük yapma riskini, gebelikte kanama riskini ve rahim kasılmalarını artırarak erken doğum yapma riskini artırabilmektedir. Ahududu çayının doğum kasılmalarını başlatıcı etkisi yüzyıllardan beri bilinmekte ve ebeler tarafından  gecikmiş doğumları başlatmak için kullanılmaya devam edilir.
Bunlar yanında her markette rastlayabileceğimiz isimlerini az duyduğumuz veya hiç duymadıklarımız; fesleğen, biberiye, lavanta, yaban mersini, sarı kantaron, melisa yaprağı, kediotu, oğul otu, aloe vera, karahindiba bunlara örnek verilebilir. Bu sayılan bitki çaylarının ortak özelliği gebelik döneminde kullanıldıklarında erken doğum, gebelikte kanama ve düşük riskini artırma olasılıklarının bulunması ve bu nedenle kesinlikle kullanılmaması gerektiği bilinmelidir.