Güzelliğini yansıtamayan şehir

Manisa güzelliklerini dışarıya yansıtamayan şehir. Ben Manisa’yı bu şekilde tanımlıyorum. Osmanlı Devleti için büyük önem taşıyan, şehzadeler şehri olan Manisa’nın günümüzde bu kadar değersiz duruma düşmüş olması şahsen beni çok üzüyor. Şehrin yönetimsel sorunlarının tarihi güzelliklerinin önüne geçmiş olması içler acısı bir durum. Şu anda bir çoğunuza Manisa deyince aklınıza ne geliyor diye sorsam eminim ki sorunları sıralar. Gençler eğlence mekanlarının, aktivite mekanlarının kısıtlı olmasını, çalışanlar ekonomik düzenini, aracı olanlar park sorunlarını vb. bu şikayet listesi bu derece artar ve gider. Belki bir kesim ki bence o kesim oldukça azınlıkta Ulu Camiyi, Sultan Camisini, Fatih Sultan Mehmet’in Kanuni Sultan Süleyman’ın şehzadeliğini, Mesir Macununu ve Merkez efendiyi dile getirir. Buda bize tüm güzelliklerin belirli kötülüklerin gerisinde kaldığını gösterir. Bu durum tüm şehirlerde olduğu gibi Manisa içinde oldukça kötü bir durum tabi ki. Şehri yöneten kesimin camilerin restoresini yapıp onları korumak kadar bu güzellikleri gün yüzüne çıkarmanın da  çok fazla önemli olduğunu anlaması gerekir. Gerek İl Turizm Müdürlüğü etkinlikleriyle gerek belediyeler düzenledikleri ya da tasarladıkları projeler ile bunu gerçekleştirmeli. Bir şehri yönetmek elbette ki sandığımız kadar kolay değildir ama bu yükü yüklenmek için halkın karşısına geçen ve onların oyları ile seçilen yöneticilerin bu sorumlulukları da yerine getirmesi gerekir. Buda yaptıkları peyzaj işleri kadar şehrin sosyal yönlerini geliştirecek etkinlikler gerçekleştirmeleri gerektiği anlamına gelir. “Bunlara güzel örnekler gösteremez miyiz? Manisa’da hep mi kötü şeyler var?  Hiç mi güzellik yok?” diyenleriniz elbette olacaktır. Onlar içinde açıklık getireyim. Manisa’da tabi ki güzel şeylerde oluyor. Şehzadeler Belediyesi tarafından yaz akşamı etkinlikleri düzenleniyor.  Yunusemre Belediyesi tarafından geleneksel yağlı güreş müsabakaları yapılıyor ve bunun devamlılığı sağlanıyor ve bunların yanında birden fazla etkinlik gerçekleştiriliyor. Ama kastetmek istediğim şey tam olarak bu değil. Anlatmak istediğim şey  şu ki bunlar sadece belirli dönem için geçerli olan etkinlikler. Oysa Manisa’ya sürekliliği olan, yerli ve yabancı turistleri Manisa’ya çekebilecek atılımlar yapılması gerekiyor. Kybele Kaya Kabartmasından, Mimar Sinan’ın Ege Bölgesindeki tek eseri olan Muradiye Camii’nden, Spil Dağındaki saklı kanyondan tüm Türkiye’nin haberi olması gerekiyor. Tüm bunlar içinde Milletvekillerinden belediye başkanlarına İl müdürlüklerinden valiliğe kadar tüm yöneticilere çok iş düşüyor. Umarım en yakın zamanda bu güzel şehir hak ettiği değeri görür ve biz Ulu Cami’nin oradaki çay bahçesine çay içmeye gittiğimizde Sorunlarını çözemeyen ve insanların yaşamaktan sıkıldığı bir Manisa yerine tüm güzelliklerini yansıtabilen ve adını önce Türkiye daha sonra dünyaya duyurmuş bir Manisa manzarasına bakarız.