İnsan olmadan Müslüman olunur mu?

Bu soru  biz Müslümanlar için ilk etapta anlamsız gibi durabilir veya yanlış yorumlanabilir. Ancak her birimiz iyi bir Müslüman olmanın, öncelikle iyi bir insan olmaktan geçtiğini bilmeliyiz.

Biz Müslümanlar, dinimizin insanlığın en erdemli hali olduğuna inanırız. Ancak insanlığın temel değerlerine aykırı anlayış ve tarzların "Müslümanlık" kimliği altında yansıtılması, ne yazık ki yüce dinimize dünyanın birçok yerinde olumsuz ön yargılarla yaklaşılmasına neden oluyor.

Ahlak değerleri insanlığın ortak paydasıdır. İslam ahlakı ise bu ortak paydanın zirve halidir. Peygamberin Efendimiz'in İslam'ı en kısa tarifi, "Din güzel ahlaktır" şeklindeki ifadesidir.

Ahlak kavramını genişçe anlatmaya gerek yok. İyiliğin, doğruluğun, dürüstlüğün, paylaşmanın, liyakatin, adaletin, sevgi ve saygının ahlakın temel taşları olduğunu söyleyebiliriz.

Dinimiz, insanın yaratılışında var olan ve tüm dinlerde tekrar tekrar hatırlatılan ahlak kurallarıyla bezendikten sonra bize bir Müslüman olarak ibadetlerimizi hatırlatır.

Ahlaki kurallara uymadan namaz kılmak, oruç tutmak ve diğer ibadetleri yapmak görünürde bizi Müslüman yapabilir ancak bu durum temeli olmayan bir binaya kat çıkmaya benzer.

Bugün İslam coğrafyasında yaşanan tüm önemli sorunların temelinde, Müslüman toplumların insanlığın ortak paydası olan ahlak kurallarına yeterince uymaması vardır.

Peygamberimizin "güzel ahlak" olarak özetlediği İslam'ın temelindeki iyiliğin, doğruluğun, dürüstlüğün, paylaşmanın, liyakatin, adaletin, sevginin ve saygının ne yazık ki İslam toplumlarında yetersiz olduğunu görüyoruz.

Örneğin Müslümanlar zenginliklerini ihtiyacı olan din kardeşleriyle paylaşsa, Arap Yarımadası'ndaki ülkelerde lüks ve şatafat için harcanan milyar dolarların geri kalmış bölgelerdeki Müslümanların kalkınması için harcanması gerekirdi. Örnekleri çoğaltmak mümkün...

Peki bu ahlak kurallarını insan olmanın şartları sayıyorsak ve "Müslümanım" diyenler bunları büyük oranda yerine getirmiyorsa, ortada çok büyük bir çelişki yok mu?

İbadetlerimizi tabii ki yapmalıyız. Bunlar bizim Allah'a kulluk borcumuz. Ama temelde kul hakkından kaçınmayı amaçlayan ahlak kurallarını yerine getirmemek, hem bu dünyada mutlu toplumlar olmamızı engelliyor hem de ahirette Allah'ın "Affedememem" dediği günahların karşımıza çıkmasına neden olacak.

İnsanlığın temel ahlak kurallarının en ileri düzeyini bize anlatan ve bu kuralların tamamını en iyi şekilde yaşayan bir Peygamber'in ümmeti olarak, örnek gösterilecek insanlar ve toplumlar olmalıyız. Bunu yaptığımız zaman müreffeh toplumlar haline geldiğimizi de göreceğiz.

Bu sağlam temelin üzerinde oturtacağımız Müslümanlığımız, dünyada kimsenin ön yargı ile bakmayacağı, herkesin imreneceği ve akın akın gelip tabi olacağı bir din olacak.