Manisa
09 May, 2024, Thursday
  • DOLAR
    32.29
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2395.8
  • BIST
    10247.75
  • BTC
    61658.62$

Kaşlı Yüzük

24 March 2023, Friday 16:28

 

Bizim oralarda büyüklü ev denir. Anne, baba yada kayınvalide, kayınpederle yaşanan evlere. Böyle bir eve gelin olduysan belli başlı değişmeyen kaderleri olur bu evlerin.

Gelinleri sevgi görmez eşlerinden genelde. Eşler bağırarak yada azarlayarak ilgi göstermeyi tercih eder. Çünkü büyüklü evdir. Kadının yaşama hakkı var ancak söz hakkı yoktur. Ne alınırsa onu giyer, ne getirilirse onu o eve aş eder. Ancak kadının iş gücünden yararlanmaktan asla geri kalınmazdı. Karşılık beklemeden yapılıyor olunsa da, hoş iki çift söz duyulmazdı.

Aileden de sevgi görmeden ve ayrıştırılarak büyüdüyse bu soğuk döngüye ayak uydurması çokta zor olmuyor bu al yanaklı gelinlerin. Bazıları bu durumu asla kabullenmiyor içten içe. Kaderim bu  demeyip tepki gösteren olduğu gibi. Bir ömür susanda var tabi.

Bazı ilişkiler el ayak çekilince, güneş batıp büyükler uyuyunca edilen iki çift kelamla 30’lu 40’lı yılları dolduruyor. Başları babaları tarafından okşanmayan çocuklar ev kurup çocuk sahibi oluyor. Kimi babasının izinden giderken kimi özlemini duyduğu herşeyi eşi ve çocuğuyla yaşıyor. Hiç kucağa alınmamışken çocuğunu hiç kucağından indirmezken buluyor kendini. Eşine ilgi ve sevgi gösterdikçe nasıl çiçek açtığına şahit olunca. Annesinin onca sene solmamak için gösterdiği çabayı şaşkınlıkla farkediyor bu evlerin çocukları.

Büyüklü evlerin yada hayatlarında büyüklerin baskın olduğu yaşam alanlarının erkeklerinden bir kısmı ise laf arasında hanımı tarafından söylenen tek bir sözü, tek bir bakışı yada istenen küçük bir talebi unutmayarak eşini çok daha fazla  mutlu etmeyi tercih edebiliyor. O unutulmayan anlarda evde su bile isterken azarlayan, çocuğunun başını okşamayan, çocuğu ve eşi rahatsızlandığında önce annesi ilgilenmeden söz sahibi olmayan adamların vicdanıyla onlara duydukları sevdi arasında yitip giden koca koca ömürler var…

 Yitip giden bir ömür olduğuna inanmadığım kaşlı yüzük de o ömürlerden sadece biri.

90’lı yılların ortalarında hemen hemen her kadının parmağında olan kaşlı yüzüğün hikayesi bu evde şöyle başlıyor:

Ertesi gün şehre buğday satmaya gidecek olan kocasına:

-         Kırılan iki küpemle artık parmağıma olmayan alyansımı versem , yarın kaşlı yüzük bozdurur musun bana?

Kocası kaşlarını çatıp,

-         Çok işim var yarın şehirde gecenin vakti bu mu geldi aklına? Hiç biryere götüremem seni.

 Diye çıkışıyor.

-         Beni götürme zaten istemiyorum sana vereyim sen al.

Diyor umutsuz bir ses tonuyla.

-         Ben uğraşamam onunla yat uyu.

Susuyor sadece susuyor.

Kocası sırtını dönüyor ama içten içe de götürmek istiyor.  Ancak ertesi gün buğday pazarına babasıyla gideceğinden yüzük alacağımda diyemeyeceğinden eşini kırmayı yeğliyor o gece.

Yıllar yılları kovalıyor. İkinci çocukları oluyor. Okula başlıyor. Bu arada o kırık küpeler ve parmağına olmayan alyans maddi olarak sıkışılan bir dönemde bozdurulup harcanıyor.

.

.

.

Günlerden Pazar tarlada römork takarken traktöre, alyansını kırıyor adam. Düşmesin parmağından diye kenarından sıkıştırıp işini yapmaya devam ediyor. Traktöre geçince bir an aklına o gece geliyor. Kendi kendine gülümsüyor. Babasına rahmet geçiriyor içinden. Gün batınca eve dönüyor. Yemekten sonra yatakları açmak için odalarına giden eşinin yanına gidiyor. Kırık alyansını ve üzerine de biraz para verip. ‘ Yarın şehre gideceğiz ya kendine kaşlı yüzük yaptır diyor.’

O yüzüğün hikayesi yıllar sonra sıcacık soba başında, közlenmiş patates ve mis gibi çay eşliğinde artık kendileri torun sahibi olmuş bireyler olarak bir sonra ki nesle aktarılıyor.

Hala böyle yaşayan kadınlar olduğuna eminim. Diliyorum ki bundan sonra ki dönemde ne bir kadın, ne bir çocuk, ne bir adam ‘SAYGI’ bahane edilerek ilgi ve sevgi dilenmek zorunda kalmaz.

         Ve yine diliyorum ki hiçbir yuva kendileri dışındakilerin gölgesinde yaşamak zorunda bırakılmaz.

Sağlıcakla kalın.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.