Manisa
08 May, 2024, Wednesday
  • DOLAR
    32.28
  • EURO
    34.71
  • ALTIN
    2405.2
  • BIST
    10336.5
  • BTC
    62553.73$

KAYA TUZU MU RAFİNE TUZ MU ?

09 February 2022, Wednesday 17:00

Asıl adı “sodyum klorür” olan Sofra tuzunun  %60’ı klorür,%40’ı ise Sodyumdur. Besinlerin çoğunun bileşiminde  Sodyum bulunduğu gibi, denizlerden, kayalardan ve göllerden de saf olarak elde edilebilmektedir. Sofra tuzu lezzet verici olduğu kadar sodyum ve klor gereksinimini karşılamak için de önemlidir. Sodyum; klor ve potasyum gibi vücut elektrolitlerindendir.

Son zamanlarda çokça tartışmaya sebep olan tüketilecek tuzun  “kaya tuzu mu rafine tuz mu?” olmalı sorusudur.

Tuzun elde edilme kaynakları arasında deniz, göl vb. yer almadığını belirtmiştik. Deniz suyundan yada kayalardan  elde edilen tuzun ekstra bir faydası yoktur. Yani Sodyum klorürün hangi kaynaktan geldiği önemli değildir. Önemli olan tuzun iyi rafine edilmesi ve sofraya sağlıklı gelmesidir. Tuzun rafine edilmesi; doğal tuzun fabrikalarda yabancı maddelerden ve ağır metallerden arındırılarak içine iyot eklenmesi işidir. Ancak tartışmanın tam odağında bu rafine işlemi sırasında tuzun yüksek ısıya maruz kalarak kimyasal yapısının bozulması iddiası da yer almaktadır.

Şu var ki;kaya tuzu olarak bilinen, aslında söylendiği gibi doğal olmayan tuzlarda ise “iyot” yoktur. Bu nedenle de iyot eksikliği tehdidi oluşturmaktadır. İyot eksikliği tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunudur ve bu sorun tuzların iyotlanması ile çözülmeye çalışılmaktadır. Ülkemizde de yaklaşık 20 yıldır bu sorunla mücadele edilmesine karşın  hala orta derecede iyot eksikliği  devam etmektedir.İyot eksikliği bebek düşüklerine, ölü doğumlara, zeka geriliğine  ve tiroid bezinin büyümesine (guatr) sebep olmaktadır.

Ayrıca söylendiği gibi kaya tuzunun sodyum oranı az değildir, diğer tuzlar gibi %95’e kadar oranda sodyum içermektedir. Bu da kaya tuzunun kalp damar sağlığı açısından masum olmadığını göstermektedir. Yararlı mineraller açısından bakacak olursak; içerdiği miktarların ölçülemeyecek kadar az olduğu ayrıca bazı kaya tuzlarının radyoaktif madde içerebileceği yapılan araştırmalar ile gösterilmiştir. Bu konu  üzerinde dev  araştırma yapılmaya ihtiyaç olduğu aşikardır.

Kaya tuzu sağlıklıdır diyerek tüketimi arttırmaya yönelik yaklaşımlar sağlığınızı kötü etkileyebilir. Oysa biz biliyoruz ki günlük tuz tüketimi 5 gram altında olmalı ve kişiden kişiye değişiklik söz konusu değildir. Fazla tuz bağışıklık sistemini baskılamaktadır. Daha fazla enfeksiyon riski yaratmaktadır.  Aşırı tuz tüketimi kalp krizi, kalp yetmezliği, inme benzeri kalp ve damar hastalıklarına neden olmaktadır. Bunların yanı sıra kan basıncının göz üzerine olan olumsuz etkilerinin artmasına neden olup  ve  bağımsız bir şekilde böbrek yetmezliğine sebep olmaktadır.

Sonuç olarak sağlıklı gelecek için, tuz tüketimine bebeklikten başlayarak alışılmamalıdır. Çocuklara da çok tuzlu yedirerek tuz lezzetini alıştırmamak gerekir.Tuzu az tüketme, yaşam biçimi olmalıdır. Yetişkinlik çağından itibaren kısıtlanmalıdır. Kullanılacak tuzun içeriğinin önemli olduğu unutulmamalı ve popüler söylemlere kapılıp içeriğinden emin olunmayan tuzların    bilinçsiz  tüketiminden sakınılmalıdır.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.