Manisa
08 May, 2024, Wednesday
  • DOLAR
    32.25
  • EURO
    34.69
  • ALTIN
    2393.6
  • BIST
    10247.75
  • BTC
    62028.3$

KEFİRLE    GELEN   SAĞLIK 

04 March 2022, Friday 14:08

Günümüzde sağlıklı bir yaşam sürme ve aynı zamanda hastalıkların tedavisinde başarı elde edebilmek için doğal biyolojik mekanizmaları destekleyen ürünler olan probiyotiklerin  kullanımı oldukça artmıştır. ProbiyotiK,  ağız yoluyla aldığımız, bağırsaklarımıza yerleşerek sağlığımızı pozitif yönde etkileyen organizmalara  verilen addır. 

Fermente süt ürünleri içerisinde önemli bir yeri olan ve aynı zamanda probiyotik özelliğiyle dikkatleri çeken kefirin kökeni kuzey Kafkaslardır. Yöre halkının tesadüfi şekilde inek ve keçi sütü kullanarak ürettikleri ve serinlemek amacıyla tüketilen bir içecektir. Laktobasillus, bifidobakterium ve asidofilus kültürlerini içeren probiyotikler çok eski yıllardan beri içerik ve yararları bilinmeden kullanılmışlardır. Türkler tarafından 2000 yıl öncesinde sütün fermantasyonu ile elde edilen yaşam kaynağı ve sağlık veren besin olarak tüketilmiştir. 

Kefirin önemi; 1920’ li yıllarda Rus bilim adamlarının probiyotik bakteriler üzerine araştırma yaparken kefiri araştırmaları ve yoğurtta olan  iki farklı probiyotik bakteri sayısının kefirde 25-30 tane olduğunun fark edilmesiyle anlaşılmıştır. Daha sonra dünyanın birçok noktasına yayılmış ve insanların severek tükettiği bu içeceğin tüketimi giderek artmıştır. Kefir çok sayıda bakteri ve mayanın simbiyotik faaliyetleri sonucu, kendine has tat ve aromada oluşan geleneksel bir içecektir. Laktik asit bakterileri, maya ve bazı asetik asit bakterilerinin fermantasyonuyla bir dizi biyokimyasal değişim meydana gelmekte ve neticesinde ekşi, kıvamlı ve köpüklü, kefir olarak isimlendirilen yeni bir süt ürünü elde edilir. 

Fermente bir süt içeceği olan kefir, sütün yapısında bulunan temel besin öğelerinin büyük çoğunluğunu içerir. Bu besin maddeleri kefirin oluşumunda mikroorganizmalar tarafından meydana getirilen fermantasyonun etkisiyle laktozun ve proteinlerin kısmen parçalanması, bazı vitaminlerin sentezlenmesi ve biyoaktif maddelerin oluşumu sonucu beslenme değeri daha da artmış bir ürün haline gelir. Bu özelliğiyle kefir, daha kolay sindirilebilir ve içeriğindeki besin bileşenlerinin vücut tarafından emiliminin daha kolay olduğu şifalı bir süt içeceği halini alınır. 

Kefir taneleri bakteri ve mayaların simbiyotik ilişki içinde oldukları harika bir ekosistemdir. Kefir kaynağına bağlı olarak 50’den fazla çeşitte bakteri ve maya türlerini içerebilir. Bunun içindir ki; başta gastrointestinal (sindirim sistemi) etkileri olmak üzere, kroner kalp rahatsızlıkları, antimikrobiyal, antitümör, antikarsinojenik, antialerjik etkiler ve astım etkilerinin azaltılması, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gibi bir çok sağlık faydası  bulunur. Bunların  yanısıra  son yıllardaki araştırmalar hafıza güçlendirme etkisiyle alzheimer hastalığının önlenebilmesi yolunda umut verici sayılır. Ayrıca sindirim sisteminin düzenlenmesiyle  vücut ağırlığının denetiminde, lipit profilinin (kandaki yağ seviyeleri)ve glisemik (besinlerin kan şekerine dönüşme) yanıtın kontrolünde yardımcı olabileceği gösterilmiştir. Yani ağırlık kaybetmek isteyenlerin kefir tüketmesi bu süreçte onlara destek olacağı için tavsiye ederiz. 

Sinir sistemini rahatlatıcı ve sakinleştirici etkisiyle kefir uyku problemi olanlar için de  alternatif  ve  besleyici bir  içecek olması nedeniyle günlük tüketimde yer vermeye değer… 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.