KİMLERDE HİPERTANSİYON RİSKİ YÜKSELİR ?
22 July 2023, Saturday 14:06
Hipertansiyon, aslında toplumumuzda oldukça yaygın ve neredeyse hepimizin aşina olduğu bir durum ancak özellikle bu sıcak havalarda da artış gösteren hipertansiyon hakkında bildiklerimizi pekiştirip üzerine yeni bilgiler eklemek yararlı olur. En basit tanımıyla tansiyon, kalpten vücuda taşınan kanın atardamar duvarlarına uyguladığı baskının ölçülmesiyle tespit edilmesidir. Bu baskı sağlığımız açısından sorun oluşturabilecek yüksekliğe ulaşmış ise hipertansiyon, diğer adıyla yüksek tansiyon olarak tanımlanır. Sinsi ve kronik bir hastalık olarak karşımıza çıkan hipertansiyon en çok kalp ve böbrek hastalıklarına neden olur.
Toplumumuzda %30-40 gibi bir oranda görülen hipertansiyonun 50-60 yaşlarından sonra görülme risk daha da artar. Sinsice çıkan tansiyonun farkına varabilmek için düzenli ölçümler erken tanı ve tedavi açısından önemlidir. Cinsiyet ayrımı olmaksızın görülebilen hipertansiyonda kalp atışlarında düzensizlik, nefes darlığı, kulak çınlamaları, halsizlik, bulantı, baş ağrısı, baş dönmesi, idrara sık çıkma gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Yüksek tansiyon hastalığının sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte fazla kilolu olmak, aşırı tuz tüketimi, stres altında olmak ya da aile de genetik olması gibi etkenler oluşum için risk oluşturur. Önlem olarak öncelikle fazla kilolardan kurtulmalı, beslenmede tuz, şeker ve rafine karbonhidrat kaynaklarından uzak durmalıdır. Potasyum bakımından zengin muz, elma, kayısı, havuç, üzüm, şeftali gibi meyvelerin tüketimine yer vermelidir. Vücut susuz bırakılmamalıdır. Stres ile baş edebilmenin yöntemlerinden biri olan düzenli egzersiz ya da yürüyüş yapmayı ihmal etmemelidir.
Tüm bunların yanı sıra ikincil sebebe bağlı olan risk grupları vardır ki, eğer kök sebep bulunursa hipertansiyon sorunu tamamen ortadan kaldırılabilir. Bu risk gruplarını şöyle sıralayabiliriz;
- Genç yaşta olup ani tansiyon yüksekliği yaşayanlar
- Oldukça yaşlı ancak hiç yokken ani tansiyon yüksekliği yaşayanlar,
- Tedavi ve kontrol altında olup, herhangi bir yaşamsal değişikliği olmadığı halde tansiyonu kontrol altına alınamayanlar.
Sıraladığımız bu gruptaki bireyler ikincil bir sebebe bağlı olarak risk altındadırlar ve kök sebep araştırılmalıdır. İkincil sebep olarak böbrek damarlarında daralma, doğuştan aort damarının bir kısmında darlık, böbrek üstü bezlerinde tümör oluşumundan dolayı bazı hormonların salgılanması yada gözden sıkça kaçan uyku apnesi durumu olabilir. Dolayısıyla normalde sessizce oluşan hipertansiyonun saydığımız gibi ani çıkışları da büyük risk oluşturur. Vücudunuzda oluşan değişimlerin gözlemcisi olup hekim kontrollerini ihmal etmemeniz tavsiyem olur.
Sağlıkla kalın…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.