Manisa
07 October, 2024, Monday
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

KİMLERDE   HİPERTANSİYON   RİSKİ   YÜKSELİR ?

22 July 2023, Saturday 14:06

 

Hipertansiyon, aslında toplumumuzda oldukça yaygın ve neredeyse hepimizin aşina olduğu bir durum ancak  özellikle bu sıcak havalarda da artış gösteren hipertansiyon hakkında  bildiklerimizi pekiştirip üzerine yeni bilgiler eklemek yararlı olur. En basit tanımıyla  tansiyon, kalpten vücuda taşınan kanın atardamar duvarlarına uyguladığı baskının  ölçülmesiyle tespit edilmesidir. Bu baskı sağlığımız açısından sorun oluşturabilecek  yüksekliğe ulaşmış ise hipertansiyon, diğer adıyla yüksek tansiyon olarak tanımlanır. Sinsi ve kronik bir hastalık olarak karşımıza çıkan hipertansiyon en çok kalp ve böbrek hastalıklarına neden olur.

Toplumumuzda %30-40 gibi bir oranda  görülen  hipertansiyonun  50-60 yaşlarından sonra görülme   risk daha da  artar. Sinsice çıkan tansiyonun farkına varabilmek için düzenli ölçümler erken tanı ve tedavi açısından önemlidir. Cinsiyet ayrımı olmaksızın görülebilen  hipertansiyonda  kalp atışlarında düzensizlik, nefes darlığı, kulak çınlamaları, halsizlik, bulantı, baş ağrısı, baş dönmesi, idrara sık çıkma gibi belirtiler ortaya çıkabilir.

Yüksek tansiyon hastalığının sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte fazla kilolu olmak, aşırı tuz tüketimi, stres altında olmak ya da aile de genetik olması gibi etkenler oluşum için risk oluşturur. Önlem olarak öncelikle fazla kilolardan kurtulmalı, beslenmede tuz, şeker ve rafine karbonhidrat kaynaklarından uzak durmalıdır. Potasyum bakımından zengin  muz, elma, kayısı, havuç, üzüm, şeftali gibi meyvelerin tüketimine yer vermelidir. Vücut susuz bırakılmamalıdır. Stres ile baş edebilmenin yöntemlerinden biri olan düzenli egzersiz ya da yürüyüş yapmayı ihmal etmemelidir.

Tüm bunların yanı sıra ikincil sebebe bağlı  olan risk grupları vardır ki, eğer kök sebep bulunursa hipertansiyon  sorunu tamamen ortadan kaldırılabilir. Bu risk gruplarını şöyle  sıralayabiliriz;

  • Genç yaşta olup ani tansiyon yüksekliği yaşayanlar
  • Oldukça yaşlı ancak hiç yokken  ani  tansiyon yüksekliği yaşayanlar,
  • Tedavi ve kontrol altında olup, herhangi bir yaşamsal değişikliği olmadığı halde tansiyonu kontrol altına alınamayanlar.

Sıraladığımız bu gruptaki bireyler ikincil bir sebebe bağlı olarak risk altındadırlar ve kök sebep araştırılmalıdır. İkincil sebep olarak böbrek damarlarında daralma, doğuştan aort damarının bir kısmında darlık, böbrek üstü bezlerinde tümör oluşumundan dolayı bazı hormonların salgılanması yada gözden sıkça kaçan uyku apnesi durumu olabilir. Dolayısıyla normalde sessizce oluşan hipertansiyonun saydığımız gibi ani çıkışları da büyük risk oluşturur. Vücudunuzda oluşan değişimlerin gözlemcisi olup hekim kontrollerini ihmal etmemeniz tavsiyem olur.

Sağlıkla kalın…

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.