KOLİTLİ   BAĞIRSAK  İYİ BESLENMEK  İSTER

Genellikle kolon hastalıkları olarak bilinen kolit hastalığına 20-40 yaş yaşlarında daha çok rastlanmaktadır. Tam olarak oluşum nedeni bilinmeyen  kolit, mikrobiyal ajan, otoimmün reaksiyon, genetik yatkınlık ve psikomatik gibi nedenlerle oluşabilir. Bulaşıcı tipte olanı kişiden kişiye temas yoluyla geçebilmektedir.Besin, sıvı ve hatta kıyafetlerle bile kişiden kişiye geçebilen kolitin bulaşıcı olmayan tipleri de bulunmaktadır.Crohn hastalığı (ülseratif kolitle çok karıştırılır) ülseratif kolit,  alerjik kolit, iskemik kolit, mikroskobik kolit  tipleri bulaşıcı değildir.

Özellikle ülseratif koliti olan hastalar yetersiz beslenme sonucu kilo kaybı çok yaşamaktadır. Ülseratif kolit kolon ve rektum mukozasının iltabi bir inflamatuar hastalığıdır. Bu hastaların rektal kanama, kanlı ve mukuslu (sümüksü) diyare (ishal), karın ağrısı ve şişkinlik şikayetleri en sık görülen bulgularıdır. Diyarenin  daha çok baş gösterdiği ülseratif kolitte bazen günde 10-12  ve daha fazla sayıda tuvalet ihtiyacı olabilir. Ayrıca bulantı, kusma, epigastrik rahatsızlık, iştahsızlık,ateş ve kilo kaybı görülmektedir.Dolayısıyla kişinin beslenmesi de sekteye uğramaktadır.Bunun sonucu olarak kanamaya bağlı anemi (kanda kırmızı kan hücresi düşüklüğü), hipoproteinemi (kanda protein düzeyinin düşmesi) ve elektrolit dengesinde bozulmalar olmaktadır.

Yeterince beslenemediği için malnütrisyona giren kişiler, enerji ve besin ögeleri bakımından yeterli oranda beslenebilmek adına akut dönemde beslenme uzmanı denetiminde besin desteği almalıdır. Bu hastalarda laktoz intoleransı sıkça görüldüğü için laktoz tolerans testi yapıldıktan sonra  duruma göre süt ve süt ürünleri diyetten çıkarılmalıdır. Ülseratif kolit  yağ emilimini engelleyebilen bir hastalık olduğu için düşük yağlı  bir beslenme şekli benimsenmelidir. Aksi takdirde şikayetlerin artmasına sebep olabilmektedir. Bağırsak hareketlerinin ve karında oluşan krampların azalmasına yardımcı olabilmek için lifli besin (kurubaklagil, bezelye ve tam tahıllar gibi) tüketimi daha aza indirilmelidir. Alkol, kahve, koyu çay, çikolata ve enerji içeceklerinden uzak durulmalıdır. Kurutulmuş meyveler, kabuklu meyveler ve narenciye çeşidi meyvelerin ülseratif kolit şikayetlerini arttırdığı bilinmektedir. Bunların yanı sıra brokoli, kereviz, lahana, soğan, sarımsak, turpgiller, kavun, karpuz,patlamış mısır, mantar,baharatlı yiyecekler,sıcak soslar ve biber,fındık-fıstık ezmesi gibi besinler bağırsağın şikayetlerini (şişkinlik,gaz,ishal gibi) arttırabilmektedir.

Ülseratif kolit ataklarının şiddeti ve sıklığını azaltmaya yardımcı olan besinlerde vardır. Özellikle somon, ton balığı, uskumru,ringa balığı, sardalya,keten tohumu ve ceviz omega 3 yağ asitleri bakımından zengin olduğu için iltihabı azaltabilmektedir.Muz, kiraz ve şeftali rahatlıkla tüketilebilmektedir.Antioksidan alımı bu hastalarda çok önemlidir.Bunun için havuç suyu,kızılcık iltihaplanmalara ve ishale iyi gelmektedir.Kabuğu soyulmuş ve rendelenmiş elma hastayı rahatlatabilmektedir. Sindirime iyi birer yardımcı olan probiyotikler yoğurt, kefir ve lahana turşusu tüketilmelidir. Yüksek protein ihtiyacı olduğu için haşlanmış yumurta tüketiminin düzenli olmasına da dikkat edilmelidir. Eğer su tutulumunu azaltmak için  kortikosteroid  tedavisi almaktaysanız özellikle tuz tüketimini kısıtlamanız gerekir.