KORONADAN   BİLİNÇLİ  BESLENEREK  KORUNUN

Dünya ve ülkemizin zorlu bir sınavdan geçtiği bu dönemde evde kalma süresi uzadıkça anksiyetler, çeşitli psikolojik bozukluklar ve beraberinde yeme bozuklukları da geldi. Hiç alışık olmadığımız bir durum ve bize bir şey olmaz diye düşündüğümüz salgın maalesef ülkemize de uğradı ve üzücü kayıplar verdik, vermekteyiz… Bu durum gayet doğal olarak herkesi bir gerilim ve panik havasına soktu. Belirsizlik  ve aşırı kaygı duygu durumu bizi sıkıntıdan her an her istediğimizi  yemek gibi bir hale  dönüştürdü. Psikoloji bilim dalıyla uğraşan uzmanlar bu gibi sıkıntılı ve depresif duygu hallerinde bireylerin daha çok karbonhidrat ağırlıklı ve özellikle de şekerli yiyeceklere yöneldiğini  çalışmalarında belirtiyor. Hal böyle olunca zaten dışarıya çıkamayıp evde de hareketsiz kalan vücudumuzda istemediğimiz aşırı yağlanmalar ve bunun yanı sıra tek yönlü beslenmenin sebep olduğu vitamin, mineral eksiklikleri oluşuyor. Oysa bu KORONA salgını günlerinde bizim en çok vitamin ve minerallere ihtiyacımız olduğu artık  biliniyor.

Günlerdir çeşitli haber alma kaynaklarından dinliyoruz ve tıp camiasının bir ağızdan söylediği bir şey var, o da immünyani bağışıklık sistemi yani bizde olan doğal savunma mekanizmamız,eğer o güçlüyse hastalığa yakalanmıyor yada yenebiliyoruz. Etkin bir bağışıklık sistemi için ise bağırsak sağlığı ve bütünlüğü çok önemli. Bu dönemde sistemimizi gereksiz yere ve olumsuz uyaran yiyeceklerden uzak durmalıyız. Bunlar ise şeker, hamur ve rafine edilmiş yiyeceklerdir. Bilinçli beslenerek bu sistemi güçlendirmek bizim elimizde. Özellikle Çinko immün sistemde başlıca mineraldir, hemen aklınıza takviye kullanmak gelebilir ama unutmayın kabak çekirdeği  çok iyi bir çinko kaynağıdır ve bu ögeleri  besinlerden bütün  olarak almak çok daha kıymetlidir. D3 vitamini de  immun sistemi ayakta tutan vitaminlerin başında gelir ancak kontrolsüz, uzun süre kullanımı toksik etki riskinden dolayı düzenli olarak biyokimyasal testlerimizi yaptırmakta fayda var.  Özellikle böbrek taşı öyküsü olanlar daha dikkatli olmalıdır. Ancak kandaki seviyeleri biliniyorsa, öncesinde de kullanılıyorsa size kullanma gerekliliği konusunda bir ipucu olacaktır. Bunun yanı sıra güneş ışınlarının dik olduğu öğle saatlerinde imkan varsa balkona çıkmak suretiyle 10 dk. güneşlenmekte iyi bir takviye olacaktır. Bir diğer başrol oyuncusu C vitamini ki yine besin kaynaklarından bütün haliyle almak en kıymetli olanıdır. Bunun için yeteri kadar portakal, limon, yeşillik tüketin ancak  brokolinin portakaldan daha fazla C vitaminiiçerdiğini de  unutmayın.

Bununla birlikte özellikle sarı, kırmızı, mor renkli beslenme polifenol içeriği açısından çok önemli. Sofranızda mutlaka mor renkli besinler mesela; pancar, mor lahana, mor havuca yer verin. Brokoli, bürüksel lahanası gibi koyu yeşil besinler ve  lahana, pırasa, soğan, sarımsak, kök sebzeleri, turpgilleri antioksidan etkilerinden faydalanmak için mutlaka tüketin. Kurubaklagilleri haftanın iki günü de olsa sofranıza alın. Bu besinler zengin vitamin içerikleri yanı sıra çok iyi lifkaynaklarıdır. Vücudumuzda sindirilemeyen bu lif yapısı bağırsak floramızda bulunan bizim için savaşan iyi bakterilerimizin besin kaynaklarıdır. Bağırsak mukozamızın bütünlüğünü sağlamak ancak  besleyici değeri yüksek olan bir beslenme ile olur.

Pandemi sürecinin  artık bitmesini umut ettiğimiz bu günlerde,şunu bilin ki; bedeniniz dış etkenlere karşı en büyük kalkan ve lütfen onu iyi besleyin, gereksiz yormayın, dinlendirin, panik olmadan stresinizi yönetmeye çalışın.Sağlıkla kalın…