Manisa
08 May, 2024, Wednesday
  • DOLAR
    32.25
  • EURO
    34.68
  • ALTIN
    2398.4
  • BIST
    10247.75
  • BTC
    62629.77$

MİDEMİZ       TOK     AMA   AÇIZ!

02 September 2022, Friday 13:49

Genel olarak  baktığımızda  açlık şiddetli bir şekilde yemek yeme isteğine verilen addır. Yemek yemeyi sonlandırdığımız duruma doyma ve yemeği kestiğimiz andan itibaren bir süre sonra oluşacak açlık hissine  kadar  geçen   zamana da tokluk diyoruz.

Vücudumuzda aldığımız besinler ile harcadığımız enerji arasındaki dengeyi sağlayan duyuların merkezi olan hipotalamustaki  tokluk  merkezi yemeğe başladıktan yaklaşık olarak 20 dk. sonra  uyarılıyor. Aynı şekilde açlık ve susama hissi de aynı  merkez   tarafından  uyarılıyor. Bildiğiniz gibi vücudumuz için gerekli enerji makro ve mikro besin ögeleri dediğimiz  karbonhidratlar, yağlar, proteinler, vitaminler ve minerallerden sağlanıyor. Beslenme yolu ile vücuda giren ögeler hidrolize olup yani en küçük birimlerine kadar (karbonhidratlarda, polisakkarit/disakkaritlerin monosakkaritlere, trigliseritlerin gliserol ve yağ asitlerine, proteinlerde de aminoasitlere) parçalanıp  sindiriliyor ve  bu    esnada    biyoenerji açığa çıkıyor. Bu enerji, vücudumuzun   ihtiyaç  duyduğu   zamanda  hücrelerimiz tarafından  kullanılmak üzere yüksek enerjili  bileşikler  halinde depolanıyor.

Vücudumuzda birinci sırada kullanılan enerji kaynağı karbonhidratlardır. Yemeğe başladığınızdan  itibaren kan glukoz seviyemizi yükselten karbonhidrat kaynaklarının (ekmek, pilav, makarna, meyve,kurubaklagiller) sindirimi oldukça hızlıdır.İhtiyaç kadarı kullanılıp karaciğerde, kaslarda ve diğer hücre tiplerinde glikojen olarak depolanır.Bu depolar hücre içi enerji üretiminde üretiminde yakıt kaynağı olarak kullanılır. Karaciğerde depolanmış   glikojen  kan  glukozunun  regülasyonu için çok önemlidir.

 Ancak şu var ki enerji kaynağı olduğu için sadece karbonhidrat kaynaklarını tüketerek oluşturulan tek yönlü beslenme modelleri vücutta bir çok fonksiyonun aksamasına neden oluyor.Hücre zarı,hücre içi ve dışı sistemlerdeki işleyişlerinde yağ asitleri, amino asitler, vitamin ve minerallere de önemli derecede  ihtiyaç var.Bu  gereksinimleri karşılayabilmek için ise sağlıklı yağlar (zeytinyağ, ceviz, badem, ketentohumu vb.) iyi protein kaynakları (doğal beslenmiş tavuk yumurtası ve hayvan etleri,balık) vitamin ve minerallerden (renk renk sebze ve meyveler) zengin çeşitli kaynaklardan  beslenmek  gerekiyor.Bize gelen danışanlardan gördüğümüz kadarıyla da aslında vücutta yağ depoları oldukça fazla ancak hatırı sayılır vitamin ve mineral yetersizlikleri görülüyor. Bunun adına hücresel bazda açlık diyebiliriz. Bir tabak pilav ya da hamur işi yediğinizde kendinizi doymuş hissedebilirsiniz. Evet mideniz dolmuştur, kan glukozunuz yükselmiştir ve kısa süreli tokluk hissedersiniz ancak midenizin  doyması kadar  hücrelerinizin de doyması vücut enerjinizin yeterli ve dengede kalabilmesi, hücrelerinizin tüm fonksiyonlarını tam olarak gerçekleştirebilmesi, vücut sistemlerinizin iyi çalışabilmesi için olmazsa olmaz bir gerçektir. Sağlıklı, dengeli  ve bilinçli bir beslenme modeli ile hem midenizi hem hücrelerinizi doyurmak kendinize yapabileceğiniz en güzel yatırımdır.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.