Semih Balaban ve Özgür Özel siyasi süreçte ağır yara aldılar

Özgür Özel öngöremedi mi?

CHP Genel Başkanlığı’na giden yolda Özgür Özel Manisa’da parti içinde en güçlü dönemini yaşamalıydı. Öyle ki Manisa İl Başkanlığı kongresinde davet ettiği milletvekillerinin desteğiyle değil kendi oluşturduğu parti için birliktelik ve güçle Ankara yoluna çıkmalıydı.

Genel seçimler öncesi Semih Balaban’ı 5. Sıraya koyup kaybetmesini sağlaması aslında CHP’nin 5 milletvekilinden etti. 4. Sıraya koyulan bir başka partinin milletvekili anahtarı üzerinde bırakılan kapıdan çıktı gitti. Ve o kapı CHP için hep açık kaldığından dolayı artık giren çıkan bundan sonraki süreçte devam eder gider.

Çünkü paspasın altındaki anahtarın yerini artık herkes biliyor.

Bu CHP’nin içinde bulunduğu durumun vahametini gözler önüne seriyor. CHP iktidar olmak istemiyor. Namazın farzı kadar net.

Gelelim Özgür Özel’in durumuna. Gurup Başkanı Özgür Özel hala FİFA 98 oynarken teklif edilen Manisa Eczacılar Odası Başkanlığı gibi zannediyor CHP Genel Başkanlığı’nı. Oysa ki Türkiye üzerinde etkili olan Özel, Manisa’da Kılıçdaroğlu’na karşı olan kanadı burada hala toparlayamadı. Demek ki Hasan Ören gücü ve hala Semih Balaban faktörünün devam ettiğini göremedi. Öngöremedi.

Milletvekili seçimlerinde meclise gidemeyen Semih Balaban’ın ilçelerde ki etkisini göremedi. Savaşarak, çarpışarak değil birlik ve beraberlik mesajını verdiği gibi kucaklamalıydı. Yapmadı ve yapamadı.

Genel başkanlığa giden yolda Manisa teşkilatlarının tamamını yani Hasan Ören, Semih Balaban gibi etkin olan isimleri yanına alarak daha güçlü olmalıydı. Fizikte bir kural vardır. Tabiat boşluk kaldırmaz. İşte buradan yola çıkarak bu işi milletvekili seçimlerinin ardından Konya’dan helalleşme isteyerek değil, Manisa’da Semih Balaban’la helalleşerek bu işi çözmeliydi.

Yolu yordamı nasıl izlerdi nasıl yapardı? Oda onun şanına kalmalıydı. Özgür Özel bütün gücünü kullanıp Semih Balaban’ın genel merkezde etkin bir görev getirmeliydi ve omuzlarına apoleti taktırmalıydı.

Çünkü Semih Hoca bunu hak etmişti. Yıllarını verdiği siyasi kanat ve emeklerinin karşılığı böyle olmalıydı.

Yerel seçime giderken Semih Hoca itici güç yahut lokomotif olarak Özgür Özel’e büyük katkı sağlardı. Büyük şehri ve ilçe belediyelerini kazandıracak derecede destek olurdu.

Ne yazık ki böyle olmadı. İki boksörün maça çıkması gibi oldu. Galip gelenin elini havaya kaldırdılar. Evet galip ama kaşı gözü çatlak.

Şimdi neler olacak şöyle bakalım. Semih Balaban bundan sonra bunun acısının bırakır mı? Mümkün değil. İki koç başı bir tencerede kaynamaz demiş eskiler. CHP’ye başka partilerden adam davet edip seçim kazanacağına yanında olan güçlü ve iyi isimlerle seçim kazanmak daha büyük avantajdır. Bunun çok örneği var çok.

Kula’da AK Parti’de 5 yıl ilçe başkanlığı yapmış Hüseyin Tosun belediye başkanı olmak istediğinde o dönemini genel başkan yardımcısı ve milletvekili Hüseyin Tanrıverdi’ye takıldı. Hüseyin Tosun AK Parti’den istifa edip MHP’ye geçti ve büyük şehir belediye başkanlığı yarışında Hüseyin Tanrıverdi’nin kaybetmesine neden olan etkenlerden birisi oldu. Belki de en büyük etken oldu.

Turgutlu’da Serhat Orhan gücünü fark etmeyen AK Partililer ve MHP’liler bunun bedelini Turgutlu’yu CHP’ye vererek ödedi.

Alaşehir’de yıllardır tek başına girdiği seçimlerden belediye başkanlığını kazanan MHP AK Parti’yle girdiği seçimde seçimi kazanamadı. Teşkilatta olanı biteni görmezsen seçmen bedelini sandıkta ödetir. Bu her zaman böyle olmuştur. Kimseyi hafife almayacaksın.

Semih Balaban’da Özgün Özel’i hafife alarak aynı hatayı yaptı. Manisa’dan bir siyasetçi olarak baktığı Özgür Özel’in gurup başkan vekili olduğunu bir türlü görmek istemedi ve kabul etmedi. Defalarca yarışa girdi kazandı kazandı kazandı ancak.

Özgür Özel bu işi şansa bırakır mıydı? Tabi ki hayır. Babasının hayrına Manisa’ya milletvekili akını yaptırmadı. Musluğun başına oturdu ve “tarlaya suyu ben veririm” dedi.  Semih Balaban’da Özgür Özel’in yaptığı hataya düştü ve adına kavga diyelim tam olsun sonuna kadar devam ettirdi.

Her iki isimde yara aldı. Gül bahçesinden geçerken ikisi de yalnızca gülleri gördüler. Oysa ki dikenleri hesap etmeliydiler. İşte o gül bahçesinin dikenleri her ikisini de fena yaraladı. Her tarafları yara bere içinde kongreden çıktılar.

Ferdi Zeyrek bu işinin kazananı oldu. Evet doğru zorlu maratonu tamamladı. Ancak bundan sonraki süreci götüremez ise Hem CHP’nin Hem Özgür Özel’in hem teşkilatların Hem de Manisa’nın vay haline.

Her iki ismin düştüğü hataya düşmeden hemen yarın Semih Hoca’nın siyasi gücünü, deneyim ve tecrübelerini yanına alması gerekir. Başkan Zeyrek acilen torbasına parti ve teşkilatta ne kadar tecrübeli ağabey varsa onların bilgisini doldurmalı. Seçime giderken parti içinde ne kadar bu sürecin içinde olan varsa hepsine kucak açmalı. Birleştirici ve bütünleştirici olmalı. Özgür Özel’in genel başkan adayı olarak yapamadığını yapmalı. Yoksa kazanma ihtimali olan belediyeleri bırak CHP’nin elinde ki belediyeleri bile altın tepside rakiplerine sunarlar.

Çünkü hatırlayın CHP’nin Manisa’da hiç belediye başkanlığı yoktu. Yazın bunu kenara.

Unutmayın seçmen sel suyu gibidir. Geldi mi yıkar gelir, Gitti mi yıkar gider. DSP % 23 oyla geldi. % 1.5 ile gitti. Anavatan partisi, Demokrat Parti tabela partisi oldu kaldılar.

Ve unutulmamalı ki, CHP tarihinde ilk defa genel başkanı mecliste değil. Ve CHP tarihinde 1999 seçimlerinde meclise girememişti.