UNUTMAYACAĞIZ

Belki de hayatımız boyunca görebileceğimiz en büyük felaketi yaşadık. İki haftadır yediğimiz yemek, içtiğimiz su, yattığımız yatak, uyuduğumuz uyku, her şey ağrımıza gidiyor. Hiçbir şeyin anlamı kalmamış gibi. Hâlâ bir yanımız çok acıyor ve bazılarımız için bundan sonra hep acıyacak.

Ama bu ülkede yaşamanın getirdiği ağır sorumluluklar var her birimizin omzunda.

Unutmamak gibi.

Antakya’da ailesini kaybeden Yusuf Unutmaz’ın dediği gibi, “Sadece unutmayın lütfen. İki gol haberine, Survivor’a, MasterChef’e kurban gitmesin bu insanların feryadı.”

Şu ana kadar kırk binden fazla insanın ölmesine ve yüzbinlerce insanın yaralanmasına rağmen tek bir sorumlunun istifa etmemesini unutmayacağız.

Depremzedelerden kaçırılan mikrofonları,  Halk enkaz başında yakınlarının kurtarılmasını beklerken ekiplere verilen talimatla kurtarılan bankaların ATM kasalarını, Milyonlarca insan evsiz kalmışken, sadece İstanbul’da 700 bin konutu ellerinde bulunduran ve aylık 20-30-40 bin liraya yükselten emlak baronlarını unutmayacağız.

 Bir an önce deprem bölgesine gitmek isteyen madencileri yıllık izinlerini kullanmaya zorlayan ya da işten atmakla tehdit eden maden şirketlerini, depremzede işçileri ücretsiz izne çıkaran zincir marketleri, İnsanlar dondurucu soğukla mücadele ederken çadır fiyatlarına zam yapanları,  İnsanların olağanüstü bir dayanışmayla yolladıkları yardım kolilerini çalıp satmaya çalışanları da unutmayacağız.

Gönüllü olarak gece mesaisine kalıp depremzedeler için soba yapan metal işçilerini,  sabaha kadar mont ve battaniye üreten tekstil işçilerini, günlerce uyumadan en zorlu yerlere girip hayat kurtaran maden işçilerini, enkaz altında kalan kızının elini bırakmayan babayı..  Asla unutmayacağız.

Bir yerde yardım isteyenler, bir yerde yardım etmek için bekleyenleri, gönüllü doktorları, hemşireleri, öğretmenleri… unutmayacağız.

Elinde avucunda ne varsa depremzedelere yollayan halkımızı, en sevdiği montlarını, kumbaralarındaki paralarını deprem bölgesindeki arkadaşlarına gönderen küçük kardeşlerimizi unutmayacağız.

Dünyanın her yerinden desteğe koşan dostlarımızı unutmayacağız.

Dayanışmanın en büyük örneğini gösterenlere iftiralar atılmasını, depremden 10 gün sonra TV'lerde sadaka şovu yapanları da unutmayacağız..