Yaşadığımız binalar ne kadar sağlam?

“Asrın felaketi” olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremler 11 ilde büyük yıkıma neden oldu.
Çok sayıda konut yerle bir olurken, bazı konutlar ağır darbe aldı, bazıları ise daha az zararla ayakta kaldı.
Uzmanlar bu durumun özellikle kolon ve kiriş üzerinde kullanılan malzemelerin kalitesi ve miktarı ile ilgili olduğunu söylüyor.
Depremlerin yıkıcı etkisi ile herkes kendi şehrini ve oturduğu evi düşündü.
Uzmanlar, vatandaşlara oturdukları evlerin depreme dayanıklı olup olmadığını sorgulamalarını tavsiye etti. 
Biliyoruz ki Manisa da birinci derece deprem bölgesinde yer alıyor.
Şehir içinden geçen çok sayıda diri fay hattı var.
Olası büyük bir depremde özellikle şehir merkezindeki 1999 öncesi konutların diğer iller gibi aynı acıyı yaşaması kaçınılmaz gözüküyor.
Bu da Manisa için büyük bir felaket…
Tabii her deprem de yıkıcı olmayabiliyor.
Büyüklüğü ve oluşan şiddetle bazı depremlerden dolayı konutlar ufak ve ya büyük çaplı zararlar görebiliyor.
Bunun için ülkemizde zorunlu olan DASK (Doğal Afet Sigortaları Kurumu), Zorunlu Deprem Sigortası’nı yapmak çok önemli.
Bu önemli güvencenin sayısı Manisa için pek de iç açıcı değil.
İl sınırları içinden 37 fay hattının geçtiği Manisa'da, binaların sadece yüzde 50'sinin deprem sigortası var.
Çok kötü bir tablo…
Sayısının bu kadar az olmasının bir nedeni var.
Zorunlu olmasına rağmen bu sigortanın herhangi bir maddi cezası bulunmuyor.
Bu yüzden de vatandaşımız bir şey olmaz diyerek bunu her sene öteliyor.
Bir çok avantajı olan sigortanın deprem hasarlarının karşılanmasında uzun vadeli kaynak birikiminin temin edilmesi amacı var.
Her ne olursa olsun deprem gerçeği var.
Onun için daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi imar planı bekleyen Manisa’da deprem projeleri uygulanmalı.
Vatandaşlar da deprem sigortasını yaptırarak oluşabilecek zarar için maddiyatı indirecek önlemi almalı.