Manisa
09 May, 2024, Thursday
  • DOLAR
    32.22
  • EURO
    34.65
  • ALTIN
    2394.1
  • BIST
    10239.55
  • BTC
    61207.6$

Yaşadıklarını anlatsalar ‘roman’ olur!

10 January 2024, Wednesday 13:15


Bu ülkenin en dertli, en sıkıntılı insanları Romanlar. Türkiye’nin neresine giderseniz gidin en kötü bölgelerde onlar yaşamak zorunda, en kötü işleri onlar yapmak zorunda. Öteden beri gelen ezilmişlik, ötekileştirilmişlik onların kaderi olmuş…
Roman kökenli başarılı ve ünlü isimler yok değil. Özellikle sanat dünyasında çokça varlar. İmkan verilse her alanda büyük başarılar elde edecekleri de şüphesiz. Ama imkan verilmiyor, ellerinden tutulmuyor; onlara hep önyargılı bakılıyor.
Bir dönem CHP İzmir Milletvekilliği yapan Özcan Purçu’yu dinlemiştim. Kendi ifadesiyle milletvekili olabilen ilk Roman vatandaşıydı ve bu Türkiye için bir devrimdi.
Nereden nereye geldiğini anlatırken, çocukken okul arkadaşlarının yaşadığı koca apartmanın biraz ilerisindeki naylon çadırda hayatlarını sürdüklerini, yağmur yağdığında tüm döşeklerinin su içinde kaldığını, sıcak havalarda annesinin çadırın önünde naylon bir leğende onu banyo yaptırdığını ve arkadaşlarının bu durumu gördüğünü gözyaşları içinde anlatmıştı.
Kendimi onun yerine koymuş, arkadaşları ona baktığında yaşadığı mahcubiyeti fark etmeye çalışmıştım.
Bu onun ayıbı değil, hiçbir Roman çocuğunun ve hiçbir yetişkin Romanın da ayıbı değil. Bu ayıp devlet ve millet olarak hepimizin. Bu dünyada olmasa bile öteki dünyada Romanların bu topraklarda yaşadığı dışlanmışlığın hesabını, her birimiz üzerimize düştüğü oranda nasıl vereceğiz merak ediyorum…
Manisa da Roman nüfusu açısından önemli kentlerden biri. Merkez ve ilçelerde on binlerce Roman vatandaşımız yaşıyor. Ben bugünü kadar Manisalı hiçbir Roman vatandaşın yanlış bir hareketine şahit olmadım. Aksine ne kadar sıcakkanlı ve yardımsever olduklarına sıkça şahit oldum…
Malum önümüz yerel seçimler ve her seçim öncesi onların da kapısını çalan siyasetçiler oylarına talip olmayı ihmal etmiyor. Herkese verilen sözlerin benzerleri onlara da veriliyor. Hatta onlar masumiyetlerinden olsa gerek, her şeye fazlasıyla inanıyorlar. Ama her seferinde de büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorlar.
Bu aralar her gün başka bir partinin belediye başkan adayını veya aday adayını ağırlayan Roman vatandaşlar, yaşadıkları sıkıntıları bir bir anlatıyor. Aslında anlattıkları şeyler adaletsizlikler, eşitsizlikler, ötekileştirmeler, en arkaya itilmeleri… İstedikleri şey ise sadece adalet ve eşitlik…
Önceki gün Aynı Ali mahallesinde Roman gençlerin bir aday adayına anlattıklarına şahit oldum.
“Buradaki herkes süpürgeci, çöpçü. Belediyelerde iki kelimeyi bir araya getiremeyen insanlar yüksek mevkilerde, biz Romanız diye sadece çöpçü olabiliyoruz! Küçük şeylerden mutlu olabildiğimiz için böyle gördüler ve bizi buna alıştırmaya çalışıyorlar. Bizim de kamu yönetimi bitiren, çeşitli üniversite bölümü bitiren arkadaşlar var ama biz sadece çöpçü olabiliyoruz” diyor bir Roman genci.
Bir başka genç, “Artık basamak olmaktan yorulduk. Devamlı üstümüze basarak bizi engelliyorlar” diye isyan ediyor.
Siyasetçiler hak veriyorlar tabii bu anlatılanları ve not da alıyorlar. Ancak mevcut tablo gösteriyor ki, onların ‘küçük şeylerden mutlu olabildiklerini’ bildikleri için belki birkaçının ağzına birkaç parmak bal çalmaktan başka bir şey yapmaya gerek duymuyorlar…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.